PARLAR MEDYA: Haziran 2012Otomotiv sektörünün en büyük şovu başlıyor Türkiye
ekonomisinin lokomotifi olan otomotiv sektörüLin Photo, free website template, XHTML CSS layout
Yönetim Kurul Başkanlığını Prof Dr. Uğur Özgöker’in yaptığı
TÜRDER Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği Kamuyu çok ilgilendiren çok
önemli bir bildiri yayınladılar.
Covid-19 pandemisi sonrasında Türkiye'de tüketicileri
doğrudan etkileyen ekonomik sorunlar yaşanmaktadır. Hayati mal ve hizmet
fiyatlarında aşırı artışlar gözlenirken, bazı ürünlerin tedariki güçleşmiş ve
karaborsa oluşmuştur. Zincir marketler ve diğer teşebbüsler arasında kartel
oluşturarak veya tekel haline gelerek piyasayı manipüle etmektedir. Mevcut
yasal düzenlemeler yetersiz kalmış, rekabeti ihlal edenlere verilen cezalar
sembolik düzeyde kalmıştır. Yeni bir kanunla hapis cezaları ve yüksek para cezaları
öngörülmelidir.
Ayrıca, rekabeti savunmak ve tüketicileri bilgilendirmek
amacıyla RK bünyesinde bir Tüketici ve Rekabet Akademisi kurulmalıdır. Bu
akademi, tüketiciyi koruma ve rekabeti teşvik etme misyonunu üstlenerek
ekonomiyi geliştirecek ve tüketicilere eğitim sağlayacaktır. Yeni kanunla
birlikte, mevcut Rekabet Kurulu üyelerinin görevleri sona erecek ve liyakat
esasına dayalı yeni üyeler atanacaktır. Konunun önemi göz önüne alınarak, yeni
üyelerin atanmasında liyakat esas alınmalıdır.
Şeklindeki bildiri TÜRDER Tüketicinin ve Rekabetin Korunması
Derneği Yönetim Kurul Başkanı Prof Dr. Uğur Özgöker ve Genel Sekreter Jülide
Çilingir imzaları altında tam metni ;
4054 SAYILI REKABETİN KORUNMASI HAKKINDA KANUNUN DEĞİŞİKLİĞİ
KONUSUNDA
Bilindiği üzere bütün dünyayı derinden etkileyen Covid-19
Pandemisi sonrasında diğer ülkelerde ekonomik koşullar normale dönmesine karşı
ülkemizde tüketicileri doğrudan ilgilendiren, hayati mal ve hizmet fiyatlarında
ekonominin normal gereklerinin çok ötesinde fahiş zamlar yapılmaktadır. Ayrıca
piyasada pandemi sonrası tekrar canlanan talep nedeniyle bazı mal ve hizmetler
tedarik edilememekte, karaborsada satılmakta, normal karların bazı mallarda
piyasa fiyatının 10 katı kadar ahlaksız, iktisadi realiteden çok uzak zamlar
yapılmaktadır.Özellikle zincir
marketler aralarında açık veya gizli anlaşmalar yaparak (Kartel oluşturarak) ya
da piyasada hâkim durumda olan teşebbüsler bu hakimiyetlerini mevcut ve
potansiyel rakipleri ile tüketiciler aleyhine istismar ederek (Tekel/Monopol
haline gelerek) piyasayı bozmakta, serbest rekabeti ihlal etmekte ve özellikle
de bireysel tüketicileri mağdur etmektedirler.
Piyasa dengelerinin bozularak serbest rekabetin kısıtlanması
yada tamamen engellenmesi, ücretli çalışan ve emeklilerin hayatlarının çok
zorlaştırılması, geçim sıkıntısı çekmeleri ve zaruri tüketim mallarını bile
tedarik etmekte çok zorlanmaları ve nihai olarak bu enflasyonist ortamı bahane
eden kötü niyetli dış güçler ve işbirlikçileri bazı iç siyasilerin bunu
istismar ederek ülkemizin istikrarını bozarak siyasi ve ekonomik kaosa sokmak
çabalarını önlemek için RKHK da bazı değişiklikler elzem olmuştur.
Her ne kadar Anayasa'nın 172. maddesi uyarınca “Devlet,
tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini
koruyucu girişimlerini teşvik eder” ile piyasaların denetimi ve dış ticaretin
düzenlenmesi ile ilgili 167.Maddesi
uyarınca “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve
düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda
fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler”;hükümleri devlete görev vermesine rağmen; 13
Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe giren RKHK ‘ da mevcut haliyle rekabeti en
fazla bozan Devlet Yardımlarının Düzenlenmesi ve Denetlenmesi’ ne ilişkin(Teşvikler)ve doğrudan tüketiciyi koruyan hükümler yoktur. Mevcut kanunun
hükümlerinde rekabeti ihlal eden teşebbüslere bir önceki yılın cirosu üzerinden
%10 gibi sembolik bir oranda para cezası verilmesi yetkisi çok yetersiz
kalmaktadır. Rekabeti ihlal ederek % 500-1000 gibi fahiş oranlarında haksız
kazanç sağlayan teşebbüsler çok cüzi cezalar karşısında rekabeti ihlal etme ve
tüketiciyi istismar etmeyi sürdürmektedirler. Yeni kanunda ABD Rekabet Kanunun
da olduğu gibi hapis cezaları ve çok yüksek para cezaları verme hükümleri de
eklenmelidir.
Ayrıca 4054 sayılı kanunun kuruma görev olarak verdiği
Rekabet Savunuculuğu’ nu yürütecek yani “Rekabet” i ilgililere ve kamuoyuna
anlatacak, bilgilendirecek, eğitecek ve sertifikalandıracak bir birim de kurum
organizasyon yapısında öngörülmemiştir. Türk vatandaşlarının yaşam
standartlarının ve refah seviyelerinin artırılması için RK bünyesinde
ekonominin kalbi İstanbul’da RK İstanbul Temsilciliği binasında mukim bir
"Tüketici Ve Rekabet Akademisi" kurulmalıdır.İstanbul merkezli bu Akademi:Anayasamızda da yer alan Devletin hem
"Tüketiciyi Koruma" hem de mal ve hizmet piyasalarında;"Rekabeti Koruma" fonksiyonlarını
birlikte yürüterek ekonomimizi geliştirecek, uluslararası rekabet gücümüzü artıracak
ve vatandaşlarımız için "Eğitim", "Bilgilendirme",
Uluslararası Sertifikasyon" faaliyetlerini ifa edecektir. Bunların yanı
sıra:Rekabetin ve Tüketicilerin
Korunması, Haksız Rekabet, Damping, Sübvansiyon, Patent ve Fikri Mülkiyet
Hakları, Kalite ve Standardizasyon gibi Uluslararası Ticaret Kurallarını ihlal
eden ve ticari ahlaktan yoksun,teşebbüsleri tespit edecek, uyaracak ve gerekirse cezalandırılmaları
için RK ve adli makamlara doğrudan sevk edebilecek yetkilerle donatılmalıdır.
Bu 3 hususla ilgili maddeler yeni Rekabetin Korunması
Hakkında Kanun tasarısına derç edilmelidir. Yeni Kanun yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla kanunu uygulamayla görevli mevcut “Rekabet Kurulu Üyeleri” nin
görevleri sona erer ve yeni üyeler atanır maddesi de eklenmelidir. Konunun çok
önemli milli bir mesele olması hasebiyle de yeni rekabet kurulu üyeleri de
hemşerilik, akrabalık veya başka siyasi mülahazalarla değil tamamıyla liyakat
esasına göre konunun uzmanları arasından belirlenip atanmalıdırlar.
www.turder.org
YanıtlaSil