8.4.22

Kadınlık ve Sürdürülebilirlik -Yılmaz Parlar



PARLAR MEDYA: Haziran 2012 Otomotiv sektörünün en büyük şovu başlıyor  Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan otomotiv sektörü Lin Photo, free website template, XHTML CSS layout


Kadınlık ve Sürdürülebilirlik 


25 Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde dünya liderleri tarafından kabul edilen, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda 169 amacı kapsıyan, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi'nin ayrılmaz bir parçası, cinsiyet eşitliğinin sağlanması, yani fırsat eşitliğini sağlamak kapsamında İsviçre Türkiye Sanat Projesi ses getirdi.



Yaratıcı fikirler oluşturabilmek ve sanat yoluyla karşılıklı etkileşime geçilebilecek bir platform yaratmak amacıyla sanatın, feminist sanatın ve ekolojik dünyanın en kilit isimleriyle bağ kurarak yerel kurumları birleştiren Projede sergide yer aldı.



Ankara İsviçre Elçiliğinden sonra İstanbul İsviçre Başkonsolosluğunca sergi düzenlendi.


İsviçre Türkiye Sanat Projesi kapsamında ‘Kadınlık ve Sürdürülebilirlik’ sergi açılışında İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni başda olmak üzere çeşitli ülke Konsolosları, temsilcileri, İsviçreli Firmalar müdürleri Novartis, Zürich Sigorta CEO’ları, akademisyenler, sanatcılar, elit davetli grup katıldı. 



Projenin mimarı, İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tiner.


Carole Kambli ve Burçak Yakıcı’nın küratörlüğünü üstlendiği kültürel proje sergide üç İsviçreli sanatçı Talaya Schmid, Aglaia Haritz ve Patricia Jacomella ve üç Türk sanatçı Gözde İlkin, SENA ve Ecem Yerman yer aldılar 



İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni

Açılış konuşmasında, İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni yoğun ilgiden çok katılımdan memnun olduğunu belirtdi. Projenin farklı konu ve şekillerde kültürel etkinlikleri desteklemek için organize edildiğini, İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tiner’in bu yıl Kadınlar Günü'nü kutlama fikriyle, Kadınlık ve Sürdürülebilirlik adlı büyük ve yenilikçi bir İsviçre Türk sanat projesi geliştirdiğini söyledi.

Proje kapsamında, Üniversiteler, STK'lar ve çeşitli kişilerle çalıştay görüşmeleri, fikir alışverişleri gerçekleştirdiklerini sergiylede son bulduğunu, İstanbul’da devam etdiğini açıkladı.

Proje; çeşitli gruplarla karşılaşmaları, birlikte öğrenmeyi ve iş birliklerini mümkün kılmak, birlikte yeni hikayeler oluşturmak ve sürdürülebilirlik konusunu kesişimsellik, insan merkezli olmama ve disiplinler arası perspektiflerden yansıtmak, vurgulamak ve ilerletmek için bir deney ve süreç olarak tasarlandı



"Kadınlık ve Sürdürülebilirlik" acil sürdürülebilirlik sorununun

kadın perspektifinden hareketle gerçekleşiyor. 


Yaratıcı fikirler oluşturabilmek ve sanat yoluyla karşılıklı etkileşime geçilebilecek bir platform yaratmak amacıyla sanatın, feminist sanatın ve ekolojik dünyanın en kilit isimleriyle bağ kurarak yerel kurumları birleştiren Projedeki sergi için; İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tinner de serginin iki ülke sanatçılarını bir araya getirdiğini ve gücünün çeşitliliğinden kaynaklandığını belirtti.


Daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek için sanat ve kadınlar neler yapabilir? Şimdiye kadar birbirinden bunca ayrı düşmüş doğa ve kültür, birey ve topluluk, bilginin farklı disiplinleri, rasyonalite ve bilinçliliğin diğer türleri yeniden nasıl bir araya getirilebilir? Sanatsal projeler vasıtasıyla yeni ağlar ve bağlantılar nasıl yaratılabilir? Doğa, Kültür ve Kadında yola çıkılarak proje fikri oluştuğu dile getirdi.

 “Kadınlık ve Sürdürülebilirlik”, sürdürülebilirliğin öncelikli durumunu sanat aracılığıyla kadın bakış açısından ele alındı.

Proje; çeşitli karşılaşmaların, farklı gruplar içerisinde birlikte öğrenmenin, birlikte çalışma olanaklarının ve iş birliklerinin önünü açarak, beraber yeni hikayelerin yazılmasını sağlamak ve sürdürülebilirlik konusunu kesişimsel, insan-merkezci olmayan ve disiplinleri-aşan farklı bakış açılarını yeniden düşünmek, vurgulamak ve geliştirmek için fırsat yaratacak bir deneysel süreç olarak tasarlandı.

Carole Kambli ve Burçak Yakıcı küratörlerde yaptıkları konuşmalarında, dayanışma, sığınmacılar, göçmenler için konsey ve sosyal uyumdan söz etdiler uzun süre sonunda arkadaşlıklar dostluklar kurulabildiğinin altını çizdiler.. 



 Sanatcılarla yaptığımız kısa söyleşilerde


Ecem Yerman “Normun dışında kalmış «öteki» bedenleri(kadın, erkek, trans) temsil eden kâğıttan giyilebilir heykeller ile toplumsal cinsiyet rollerimizin yapaylığı vurgulanmıştır. Kâğıt malzeme katmanlardan oluşması ve dokusundan dolayı insan derisini ve kabuğu çağrıştırmaktadır. Yırtılabilir oluşu ile de yaranabilir oluşumuz yansıtılmaktadır. Giyilip-çıkarılabilir olması ile de inşa süreçlerinin değişkenliği ve yapaylığı vurgulanmak istenmiştir. İç bükey ve dış bükey aynalar ise güç- iktidar, gözetlenme- denetlenme durumuna gönderide bulunmak için kullanılmıştır. Bedeni üzerine giyen veya doğrudan aynaya bakan kişi kendisinin nasıl görüldüğünü tam olarak görememesi amaçlanmıştır.  Görme algılarımızı değiştiren aynalar; kendimiz ile gerçekte ne kadar yüzleşebildiğimizi, bilinç dışından bize yüklenenlerden bağımsız kendimizi olduğumuz gibi göremeyişimizi yansıtmaktadır. İzleyicinin bedenleri giymesi sayesinde «öteki» ile tanışması, onu deneyimlemesi ve kendi öteki oluşunu fark etmesi amaçlanmıştır.” Şeklinde yaptığı enstalasyonu hakkında bilgilendiriyor.

Aglaia Haritz, “Sanat benim için artık evrenin merkezi olmayan, bir bütünün parçası olması gereken insan hakkında konuşma aracıdır. Odak noktasının insan olduğu sosyal alanla ilgileniyorum. Çatışma bölgelerindeki yaşam beni etkiliyor ve çeşitli medyaları inceliyorum, plastik bir sanat eseri geliştiriyorum. Kadınsı ve eril olanı kışkırtıyor ve plastik bir şekilde sorguluyorum.” Kendisini ifade ediyor. 

Eserleri hakkında “Erkek ve kadın cinsiyeti değil, her ikisi de insanın ayrılmaz parçaları olan eril ve dişil. Bu iki parça birbiriyle çatışıyor, böylesine ciddi ve önemli bir tema için yumuşak ve hafif malzeme kullanılarak altı çiziliyor.

Sanat eserini daha etkileyici, keskin ve hatta acı verici hale getirmek için zaman malzeme kumaşları, tekrarlanan dikiş hareketi, çizimler daha çok içsel kişisel içsel bakış ön plana çıkıyor.  

Taması Kadınlık ve Sürdürülebilirlik olan Sergi Çemberlitaş Barın Handa sergi 30 nisan 2022 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

yilmazparlar@yahoo.com 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder