İKV VE TÜRDER İŞBİRLİĞİNDE TÜKETİCİ
HAKLARI ELE ALINDI
Üç yıldır düzenli olarak İKV ve Tüketicinin ve Rekabetin
Korunması Derneği’nin (TÜRDER) tarafından organize edilen, bu yıl DMW
Uluslararası Diplomatlar Birliği Türk Kuzey Kıbrıs Ticaret Odası’nın
desteklediği “Uluslararası Tüketicilerin ve Rekabetin Korunması Konferansı” 14
Mart 2017 tarihinde Mercure İstanbul City BosphorusHotel’de geçekleştirildi.
15 Mart Dünya Tüketiciler Günü kapsamında organize edilen
etkinliğin açılış konuşmaları, TÜRDER ve Türk Kuzey Kıbrıs Ticaret Odası
Başkanı Doç. Dr. Uğur Özgöker, İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas ve
Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak tarafından gerçekleştirildi.
İki oturumlu etkinlikte uluslararası tüketici hakları ve
rekabet kurallarının yanı sıra AB’ye uyum sürecinde Türkiye’de tüketici
hakları, hakem heyetlerinin işlevselliği, rekabet-tüketici politikalarının
uyumu, AB’de ve Türkiye’de tüketici hakları ele alındı.
TÜDER ve Türk Kuzey Kıbrıs Ticaret Odası Başkanı Doç. Dr.
Uğur Özgöker konuşmasında Anayasa’nın 167 ve 172’nci Maddelerinde tüketicinin
ve rekabetin korunmasına yönelik devlete görev verildiğini ancak ikincil
mevzuatların uygulamadaki açıkları kapatmadaki önemini vurguladı. Tüketici ve
rekabet politikasının birlikte ele alınması gerektiğini, ancak bu yaklaşımla
piyasanın işlevsel kılınabileceğini ve piyasada güven ortamının inşa
edileceğini açıkladı. 1990’lı yıllarda AB ile ilişkilerin bir getirisi olarak
şekillenen Gümrük Birliği sürecinin doğal bir uzantısı olarak Türkiye’de
tüketici haklarına yönelik kanunun çıkarıldığını belirten Doç. Dr. Özgöker,
mevcut süreçte Gümrük Birliği’nin modernizasyonu sürecinin tüketici ve rekabet
politikasında yeni açılımlar getireceğini hatırlattı.
İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas konuşmasında, Türkiye’de
yeni mevzuat çalışmalarının tüketici, üretici ve diğer tüm aktörlerin
haklarının korunmasını regüle edici olduğunu açıkladı. Önümüzdeki aylarda İKV
olarak, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecini çeşitli ticaret ve sanayi
odalarında ele alacaklarını kaydeden Doç. Dr. Nas, bu modernizasyon sürecinin
Türkiye’nin kalkınmasına katkı sağlama noktasında önemli olduğunu belirtti.
Rekabet Kurulu’nun ise 20’nci yılını doldurmak üzere
olduğu günümüzde, rekabet politikasının AB süreci ile beraber hızlandığını, 20
yıllık durağan bir süreç yaşanmadığını aksine AB’ye uyum kapsamında mevzuat
değişikliklerine gidildiğini aktaran Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer
Torlak, gerek ABD gerekse AB’deki tüm gelişmelerin takip edildiğini belirtti.
Avrupa Komisyonunun son İlerleme Raporunda ise rekabet hukukunun AB’ye uyumda
iyi seviyede olduğunu Türkiye adına sadece devlet yardımları konusunda
eksikliklerin dile getirildiğini aktardı. Piyasa ekonomisinde, tüm aktörlerin
güven ortamında beklentilerinin karşılanması için ancak etkili bir piyasa
denetim ve gözetim mekanizmasıyla mümkün olabileceğini belirten Prof. Dr.
Torlak, rekabet hukukunun eskiye dayandığını ancak günümüzdeki bilişim
teknolojisinin gelişmesiyle fikri mülkiyet hakları, patent hakları gibi
konularla beraber teorik olarak yeni bir alan olduğunu kaydetti. Rekabet
politikasının işleyen bir piyasa ve toplumsal refah için önemli bir araç
olduğunu belirten Torlak, piyasada aktif olan aktörlerin de rekabet
kurallarının farkında olmalarının da faydalı olacağını açıkladı.
Etkinlik kapsamında düzenlenen ilk oturumu Rekabet Derneği
İstanbul Şube Başkanı Av. Dr. Kemal Erol yönetti. T.C. AB Bakanlığı AB İşleri
Uzmanı Fatma Özyurt Demir sunumunda, AB’nin tüketici ve rekabet politikasının
temel özellikleri ve ilgili AB yönergeleri hakkındabilgi paylaştı. Demir,
tüketicinin korunması, tüketici güveni, tüketicinin ekonomik çıkarlarının
korunması konularında çıkarılan mevzuatların, AB yönergelerinin dikkate
alınmasıyla hazırlandığını belirtti. 27’nci “Tüketicinin ve Sağlığın Korunması”
faslının iyi seviyede olan fasıllardan biri olduğunu aktaran Demir, AB
vatandaşıyla aynı haklara sahip olduğumuzu belirtti. Demir ayrıca ürün
güvenliğine ilişkin kanun taslağının gündemde olduğunu açıkladı.
T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve
Piyasa Gözetimi Genel Müdür Yardımcısı Mikayil Kılıç sunumunda, 6502 sayılı
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında Türkiye’de nelerin
değiştirildiğini ve tüketici hakem heyetleri hakkında istatistiki verileri
aktardı. Kılıç, yeni kanunla 23 adet yönetmeliğin çıkarıldığını ve tüketicinin
satış öncesi bilgilendirilmesi uygulamasının başlatıldığını aktardı. Tüketiciye
ilk kez tüketici sözleşmelerinde, herhangi bir gerekçe göstermeden 14 gün
içinde cayma hakkı tanındığını, ücretsiz kart talebinin tüketicide olduğunu,
yine “ihtiyat garantisi” tanımına yer verilip, bu garanti sürecinde hakların
kullanımı nedeniyle tüketiciden artık masraf talep edilmediğini ifade etti.
2014 yılında yüzde 4,9 olan ücretsiz kart talebinin Şubat 2016’da yüzde 7,4’e
çıktığını belirten Kılıç, Tüketici Hakem Heyetlerine en fazla başvurunu yüzde
74,2 ile bankalar, yüzde 18,9 ile ayıplı mal üzerine geldiğini aktardı.
Hazine Müsteşarlığı Devlet Destekleri Genel Müdür
Yardımcısı Atilla Yardımcı sunumunda, devlet destekleri ve uygulamalarının
gelişim sürecini ve teşvik sistemin temel amacını anlattı. Destek türlerinden
bahsetti. Avrupa Birliği’nde devlet yardımları mevzuat uygulamalarının nasıl
yapıldığını ve tarım gibi bazı alanlarda, devlet destekleri kurallarından
muafiyetini açıkladı.
Etkinliğin ikinci oturumunu ise Tüketiciler Derneği Genel
Başkanı Levent Küçük yönetti. Tüketici Örgütleri Federasyonu Genel Başkanı Fuat
Engin konuşmasında Tüketici Hakem Heyetlerinin işlevselliği ve tüketici
örgütlerinin yeterince karar alma mekanizmalarında yer almadığını eleştirdi.
Tüketicinin en fazla istismara uğradığı alanın hala bankalar olduğunu açıklayan
Engin, 50 milyon kartın bileşik faizden etkilendiğini belirtti. Engin
ayrıcaTüketici Hakem Heyetlerinin Türkiye’de yeterli etkinliğe sahip olmadığını
hala eski hakem heyetlerinin süreci idare ettiğine dair durumların olduğunu
açıkladı. Karar birliğinin oluşması
adına ve hakem heyetlerinin daha sonuç odaklı çalışmasını kolaylaştırıcı bilgi
bankası gibi mekanizmaların kurulmasını öneren Engin, heyetlere yönelik de
Bakanlık nezdinde özel oturumların yapılmasını ve bu oturumlarda tüketici
örgütlerinin de yer almasını önerdi.
Tüketiciyi Koruma Derneği Genel Başkanı Haşmet Atahan
konuşmasında, en önemli konulardan birinin tüketicinin finansal sorunları
olduğunu belirtti. Tüketici Konseyi’nin önemine işaret eden Atahan, yılda bir
kez toplanan konseyin çalışmalarını organize eden bir kurumun olmadığını da
ifade etti ve tüketici örgütlerinin konseylerde temsil edilmediğini açıkladı. Almanya
örneğinden yola çıkarak, Türkiye’de tüketici örgütlerinin kurumsallaşması
gerektiğini ifade eden Atahan, tüketici örgütlerinin finansal kaynaklara
erişiminin olmadığını aktardı ve tüketici örgütlerinin konfederasyon adı
altında birleşmesini temenni ettiğini sözlerine ekledi.
Tüketiciler Derneği Onursal Başkanı Engin Başaran ise
Gümrük Birliği sürecin başladığı yıllarda tüketici örgütlerinin, Tüketici
Konseylerinde her daim yer aldığını, toplumda ve kamuda tüketici bilincinin
olduğunu, yasaların hazırlanma sürecine aktif katıldıklarını, ticaret ve sanayi odalarının tüketici
örgütlerine destek verdiğini vurguladı. Ancak tüketici örgütlerinin karar alma
süreçlerindeki yerlerinin zayıfladığını belirten Başaran, 2005 yılında başlayan
üyelik müzakerelerinin ardından ve 2006 yılından itibaren Tüketici
Konseylerinin 3 gün süren toplantılarının 1 güne düştüğünü açıkladı. Hazırlanan
son yasaların da yetersiz olmasını ise giderek uluslararası boyuta geçen
tüketici haklarına cevap verememesi noktasında belirginleştiğini vurguladı.
Başaran, güçlü tüketici, güçlü ekonomiyi, güçlü ekonomi ve güven ortamı güçlü
demokrasiyi inşa edeceğini hatırlattı.
Konferansın değerlendirme ve kapanışını yapan TÜRDER Genel
Sekreteri ve Türk Kuzey Kıbrıs Ticaret Odası Başkan Yrd. Musa Karademir,
tüketici haklarının korunmasında haksız rekabetin önlenmesi çok önemli bir
argümandır. Rekabet ve tüketici birbiriyle etkileşim içindedir. Dedi.
Karademir, TÜRDER olarak her yıl düzenlediğimiz konferans veya paneller
geleneksel hale geldi. Almamız gereken elbette çok yol var. Bunu biliyoruz. Ben
bu noktada İKV ekibine çok teşekkür ediyorum. Ayrıca sayın konuşmacılara,
katılımcılara ve basınımızın değerli temsilcilerine de şükranlarımı sunuyorum.
Diyerek, konferansı sona erdirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder