Çatalhöyük, Meke Gölü, Kelebek Müzesi
Geçmişin değerlerini geleceğe taşıyan Kolleksiyon Klüp üyeleri, Şerif Antepli’nin Başkanlığı ve Sempatur’un sahibi İlhan Uçok’ın mükemmel organizasyonu ile kültür ve sanat gezilerinden birini daha gerçekleştirdi. Selçuklu’ların Başkenti Konya ve çevresindeki mimari eserler ile kültürel, arkeolojik yerleşimler gezildi. Özellikle Çatalhöyük gezinin odak noktası oldu.
2012 yılında Dünya Miras listesine giren, Göbeklitepe’nin keşfedilmesi ile ikinci en eski yerleşim yeri olan Çatalhöyüğün tarihi M.Ö.8000 kadar uzanmaktadır. Kazılarda yerleşim yerleri olarak evler, kutsal mekanlar ortaya çıkmıştir. Kazı çevresinde de örnek bir ev yapılarak, o dönemdeki ev modeli tanıtilmaya çalişılmıştır. Yapılan kazılarda, evler birbirine bitişik, sokak ve yolun olmadığı görülmektedir. Evler dört duvardan ibaret, kapısız penceresiz olup merdivenle dama çıkılıyor, damda hem hava hem ışık almasını sağlıyan büyükçe bir delik bulunuyor ve eve buradan giriliyor. Dolayısıyla insanlar evlere birbirlerinin damlarından yürüyerek giriyorlar.
Mezarlıkları yok, ancak ölüleri dışarda akbabalara yenilmesi için bırakıyorlar, yenildikten sonra kemikler toplanarak evin içine gömülüyor. Evlerin içinde duvarlarda, boğa, koç başı, geyik ve insan çizimleri var. 18 yerleşim katmanın bulunduğu kazılarda, pek çok obje çıkarılmış, bunlardan biride Kibele ana tanrıça heykelidir.
Çatalhöyük’ten hayranlıkla ayrılan gurup, oradan Dünyada tek olan ve 4.5 milyon yıl önce ( Pleistosen Çağ) patlıyan volkandan sonra, suyla dolan, 9000 yil önce de ikinci bir patlama geçirmiş, çit patlamalı volkanik Meke Krater Gölüne geldi. İçinde adacıklar olan ancak bugün suları çekilmiş durumdaki gölün çevreside, göçmen kuşların göçleri sırasında dinlenme yeri olarak kullandıkları tabiat harikası bir yer.
Kolleksiyon Klüp üyeleri daha sonra muhteşem bir tabiata sahip, Konya Ereğli’ye 12 km. Mesafede, İvriz’e Hitit Anıtı’ını görmeye geldi. Anıt su kaynağı yakınında büyük bir kayaya oyulmuş, 4.20 m. yüksekliğinde, 2.40 m. genişliğinde olup,Tuwana Kralı Warpalawa’yı bir elinde buğday başakları diğerinde üzüm salkımı tutan tanrı Tarhunza’ya tapınırken gösteriyor. Tarhundas aynı zamanda bolluk ve bereket tanrısıdır. İvriz Kaya Anıtı'nın bir kopyası İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.Bu arada mutlaka görülmesi gereken muhteşem ziyaret yerlerinden biride, Konya Tropikal Kelebek ve Böcek Bahçesi.
Çok büyük bir arazide kurulu , 7.600 metrekarelik dev kompleksin içinde ve 3.500 metrekarelik gezi alanında, çeşit çeşit tropik bitki, ufak bir şelale, müze ve kelebek yumurtaları bulunuyor Dünyanın dört bir yanından, Malezya’dan İngiltere’ye, Hollanda’dan Meksika’ya Filipinler’e kadar farklı türlere ait,binlerce kelebek, 28 derece ve nemli bir ortamda yaşıyor. Larvalar sıra sıra asılı halde büyütülüyor. Entersan olan da meyveler tabak tabak çeşitli yerlerde yemeleri için sunuluyor. İçeride kelebeklerin kuş sesine benzer sesleride inanılmaz. Tropikal Kelebek Bahçesinin üzerini kapatan mimari bölümün üzerinde de devasa kelebek biçimli bir örtü bulunuyor.
Türkiyenin ilk Kelebek Bahçesi gerçekten muhteşem.Kültür sanat turumuz, Konya civarındaki yıldızı parlayan Sille ‘ye yöneldi. Sille 5 bin yıllık bir tarihe sahip, etrafındaki tepelerde kaya oyukları görülüyor. Müsbet bir şekilde restorasyonlar yapılmış ve devam ediyor. Son derece modern Tarih, Kültür İnsan ve Medeniyet eserlerini simgeliyen Sille Müzesi, Zaman Müzesi, Aya Elenia Müzesi, Osmanlı Dönemi camiileri örneğin , Kurtuluş Camii,Subaşı Camii, Ak Camii gibi pek çok camii mimari eserler görülecek yerler arasında. Sille, hamamlar, çeşmeler, kilise ve manastırlar, tipik evler ile zengin bir yerleşim dokusuna sahip. Aya Elenia Müzesi, MS.327 yılında Bizans İmparatoru Constantin’in annesi Helena Kudüse giderken burada konaklamış ve bu mabeti bizzat temel atma töreninde bulunarak yaptırmıştır.
Gezinin son durağı Konya olup, burada da Mevlana Müzesi,Şemsi Tebrizi Türbe ve Camii, Sadettin Konavi Türbesi, Alaeddin Tepesi, Alaeddin Camii, İnce Minareli Müzesi (Taş ve ahşap eserlerin sergilendiği ) Selçuklu’nun muhteşem turkuaz, larcivert seramik eserlerinin sergilendiği Karatay Çini Eserler Müzesi gibi sivil ve dini mimari eserlerin görülmesinden sonra, Sempaturun her gezide olduğu gibi mükemmel organizasyonu, son derece konusuna hakim Tuncer Özveri .rehberin bilgilendirmesi, kültür sanat doygunluğu ile mutlulukla bir gezi, nostaljik hızlı tren yolculuğu ile sona erdi.
info@parlarmedya.com
Geçmişin değerlerini geleceğe taşıyan Kolleksiyon Klüp üyeleri, Şerif Antepli’nin Başkanlığı ve Sempatur’un sahibi İlhan Uçok’ın mükemmel organizasyonu ile kültür ve sanat gezilerinden birini daha gerçekleştirdi. Selçuklu’ların Başkenti Konya ve çevresindeki mimari eserler ile kültürel, arkeolojik yerleşimler gezildi. Özellikle Çatalhöyük gezinin odak noktası oldu.
2012 yılında Dünya Miras listesine giren, Göbeklitepe’nin keşfedilmesi ile ikinci en eski yerleşim yeri olan Çatalhöyüğün tarihi M.Ö.8000 kadar uzanmaktadır. Kazılarda yerleşim yerleri olarak evler, kutsal mekanlar ortaya çıkmıştir. Kazı çevresinde de örnek bir ev yapılarak, o dönemdeki ev modeli tanıtilmaya çalişılmıştır. Yapılan kazılarda, evler birbirine bitişik, sokak ve yolun olmadığı görülmektedir. Evler dört duvardan ibaret, kapısız penceresiz olup merdivenle dama çıkılıyor, damda hem hava hem ışık almasını sağlıyan büyükçe bir delik bulunuyor ve eve buradan giriliyor. Dolayısıyla insanlar evlere birbirlerinin damlarından yürüyerek giriyorlar.
Mezarlıkları yok, ancak ölüleri dışarda akbabalara yenilmesi için bırakıyorlar, yenildikten sonra kemikler toplanarak evin içine gömülüyor. Evlerin içinde duvarlarda, boğa, koç başı, geyik ve insan çizimleri var. 18 yerleşim katmanın bulunduğu kazılarda, pek çok obje çıkarılmış, bunlardan biride Kibele ana tanrıça heykelidir.
Çatalhöyük’ten hayranlıkla ayrılan gurup, oradan Dünyada tek olan ve 4.5 milyon yıl önce ( Pleistosen Çağ) patlıyan volkandan sonra, suyla dolan, 9000 yil önce de ikinci bir patlama geçirmiş, çit patlamalı volkanik Meke Krater Gölüne geldi. İçinde adacıklar olan ancak bugün suları çekilmiş durumdaki gölün çevreside, göçmen kuşların göçleri sırasında dinlenme yeri olarak kullandıkları tabiat harikası bir yer.
Kolleksiyon Klüp üyeleri daha sonra muhteşem bir tabiata sahip, Konya Ereğli’ye 12 km. Mesafede, İvriz’e Hitit Anıtı’ını görmeye geldi. Anıt su kaynağı yakınında büyük bir kayaya oyulmuş, 4.20 m. yüksekliğinde, 2.40 m. genişliğinde olup,Tuwana Kralı Warpalawa’yı bir elinde buğday başakları diğerinde üzüm salkımı tutan tanrı Tarhunza’ya tapınırken gösteriyor. Tarhundas aynı zamanda bolluk ve bereket tanrısıdır. İvriz Kaya Anıtı'nın bir kopyası İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.Bu arada mutlaka görülmesi gereken muhteşem ziyaret yerlerinden biride, Konya Tropikal Kelebek ve Böcek Bahçesi.
Çok büyük bir arazide kurulu , 7.600 metrekarelik dev kompleksin içinde ve 3.500 metrekarelik gezi alanında, çeşit çeşit tropik bitki, ufak bir şelale, müze ve kelebek yumurtaları bulunuyor Dünyanın dört bir yanından, Malezya’dan İngiltere’ye, Hollanda’dan Meksika’ya Filipinler’e kadar farklı türlere ait,binlerce kelebek, 28 derece ve nemli bir ortamda yaşıyor. Larvalar sıra sıra asılı halde büyütülüyor. Entersan olan da meyveler tabak tabak çeşitli yerlerde yemeleri için sunuluyor. İçeride kelebeklerin kuş sesine benzer sesleride inanılmaz. Tropikal Kelebek Bahçesinin üzerini kapatan mimari bölümün üzerinde de devasa kelebek biçimli bir örtü bulunuyor.
Türkiyenin ilk Kelebek Bahçesi gerçekten muhteşem.Kültür sanat turumuz, Konya civarındaki yıldızı parlayan Sille ‘ye yöneldi. Sille 5 bin yıllık bir tarihe sahip, etrafındaki tepelerde kaya oyukları görülüyor. Müsbet bir şekilde restorasyonlar yapılmış ve devam ediyor. Son derece modern Tarih, Kültür İnsan ve Medeniyet eserlerini simgeliyen Sille Müzesi, Zaman Müzesi, Aya Elenia Müzesi, Osmanlı Dönemi camiileri örneğin , Kurtuluş Camii,Subaşı Camii, Ak Camii gibi pek çok camii mimari eserler görülecek yerler arasında. Sille, hamamlar, çeşmeler, kilise ve manastırlar, tipik evler ile zengin bir yerleşim dokusuna sahip. Aya Elenia Müzesi, MS.327 yılında Bizans İmparatoru Constantin’in annesi Helena Kudüse giderken burada konaklamış ve bu mabeti bizzat temel atma töreninde bulunarak yaptırmıştır.
Gezinin son durağı Konya olup, burada da Mevlana Müzesi,Şemsi Tebrizi Türbe ve Camii, Sadettin Konavi Türbesi, Alaeddin Tepesi, Alaeddin Camii, İnce Minareli Müzesi (Taş ve ahşap eserlerin sergilendiği ) Selçuklu’nun muhteşem turkuaz, larcivert seramik eserlerinin sergilendiği Karatay Çini Eserler Müzesi gibi sivil ve dini mimari eserlerin görülmesinden sonra, Sempaturun her gezide olduğu gibi mükemmel organizasyonu, son derece konusuna hakim Tuncer Özveri .rehberin bilgilendirmesi, kültür sanat doygunluğu ile mutlulukla bir gezi, nostaljik hızlı tren yolculuğu ile sona erdi.
info@parlarmedya.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder