8. Boğaziçi Zirvesinde önemli mesajlar
27-30 Kasım 2017 tarihleri arasında, Boshorus Four Seasons Hotel, 8. Boğaziçi Zirvesinde gerçekleşen 'Avrupa'nın Ortak Geleceğine Yatırım; Yapıcı Vizyon ve Somut Eylem Zamanı' başlıklı oturumda Egemen Bağış’ın ile Özel konuşmacı, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, konuşmalarında önemli mesajlar vardı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da ve başka yerlerde yaşanan vekalet savaşlarına karşı hepimizin büyük bir dikkat içerisinde olması gerekiyor.”
Eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış "Bütün zorluklara rağmen ne AB'nin ne Türkiye'nin bu süreçten vazgeçmek gibi bir lüksleri yok"
8. Boğaziçi Zirvesinde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın yaptığı özel konuşmasında, “Amerikalıların önünde bundan sonrasıyla ilgili bir başka problem var. O da nedir? Madem DEAŞ ortadan kaldırıldı, bugüne kadar bize YPG'ye, PYD'ye verdikleri desteğin gerekçesi olarak DEAŞ ile mücadeleyi gösteriyorlardı. Şimdi bu tehdit ortadan kalktığına göre artık PYD, YPG ile ilişkilerini sonlandırmanın zamanı gelmiş demektir.”dedi
24 Kasım günü iki ülke Başkanların telefon görüşmesiyle verilen söze rağmen Pentagon PYD ve YPG'nin olduğu Suriye Demokratik güçlerine destek vermeye devam edeceklerini açıkladı.diyerek ikilemli bir sisteme atıf yaptı.
PYD ve YPG'ye verilen her silahın, her mermisi PKK üzerinden Türkiye'ye yöneltilmiş bir tehdit olduğunu, PYD ve YPG'ye verilen her desteğin PKK'nın ömrünü uzatmak anlamına geldiğini vurguladı.
İbrahim Kalın, “Silahlı kuvvetlerimiz İdlib bölgesinde 12 noktanın sorumluluğunu üstlenmiş durumdalar. Şu ana kadar üç noktaya askeri mevcudiyetimiz iletilmiş durumda. Mesele ne DEAŞ, ne Rakka'yı kim alacak, ne PYD meselesi. Şu anda maalesef Suriye sahası üzerinden yeni bir bölgesel ve küresel oyun kurulmak isteniyor.”açıklamalarında bulundu.
Kalın, sonuş olarak “Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da ve başka yerlerde yaşanan vekalet savaşlarına karşı hepimizin büyük bir dikkat içerisinde olması gerekiyor. Maalesef bu vekalet savaşlarını sürdürmek, sürekli hale getirmek için zaman zaman etnik gerginliklerin, zaman zaman mezhebi gerginliklerin kaşındığını, tırmandırıldığını da görüyoruz. Buna karşı hepimizin de büyük bir teyakkuz hali içerisinde, büyük bir farkındalık bilinci içerisinde olması gerekiyor" dedi.
Prof. Dr. Gül Günver Turan'ın moderatörlüğünü yaptığı oturuma Romanya Dışişleri Bakan Yardımcısı George Ciamba, İngiltere'nin eski Türkiye Büyükelçisi ve Ankara İngiliz Esntitüsü Başkanı Sir David Logan, Avrupa Akımı Başkanı Pier Virgilio Dastoli, Stockholm Üniversitesi Türk Çalışmaları Enstitüsü Direktörü Paul Levin, İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas konuşmacı olarak katıldı.
Oturumda başta AB mülteci krizi ve güvenlik sorunları olmak üzere gündemde yer tutan konuları konuşarak, çözüm önerilerinde bulundular. Oturumun açılış konuşmasını İşbirliği Platformu Global Danışma Kurulu Eş Başkanı, Eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış yaptı.
Egemen Bağış, AB'ye vizesiz seyahat hakkında; "Bu ülkedeki halk, vize rejiminden dolayı kendilerine hakaret edildiğini düşünüyor. Bizler, Avrupa çapında serbest bir şekilde seyahat etmek istiyoruz. Kanaatimizce bu bizim hak ettiğimiz bir hak. Çünkü 1996'dan beri Gümrük Birliği'ndeyiz. Ürünlerimiz serbest olarak dolaşabiliyor. Vatandaşlarımızın dolaşamaması son derece mantık dışıdır.”
"Bütün zorluklara rağmen ne AB'nin ne Türkiye'nin bu süreçten vazgeçmek gibi bir lüksleri yok" diyen Bağış, "AB süreci Türkiye ve Avrupa için de iyi bir süreç. Ama şu anda birbirimizi eleştirmek bugün biraz daha havalı görünüyor. Kamuoyuna yansıyor. Ama ben yine iyimserliğimi muhafaza ediyorum.
Stockholm Üniversitesi Türk Çalışma Enstitüsü Direktörü Dr. Paul T. Levin AB'nin kuruluş esasına ve mülteci sorunu için "Bugün Avrupa Birliği'nin birçok açıdan zorlandığını görüyoruz. Popülist ve milliyetçi gruplar, mülteci krizi, Katalan krizi ve Brexit. Mülteci krizine baktığımızda Avrupa Birliği üyeleri arasında sorumluluk paylaşımında da dayanışma eksikliği var. Herkesin dahil olduğu fakat işbirliğinin eksikliğini gördüğümüz bir Avrupa Birliği var. Başlangıca dönersek Avrupa Birliği savaşlara tepki ve terörist hareketleri karşı olarak kurulmuş bir " barış projesi"dir. Ve çok basit bir ilkeye dayanır." dedi
Sorunlar ortak olarak görülüp sorumluluklar paylaşıldığında muvaffak olunabileceğini sözlerine ekledi.
İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Ankara İngiliz Enstitüsü Başkanı Sir Logan Brexit ve sonrasında İngiltere ve Türkiye arasındaki ilişkilere değindi dfeğerlendirirken küreselleşen dünyada geride kaldığını hisseden ve kontrolü kaybettiğini düşünen insanların bir protestosu olarak temel amacın AB ile yeni ve tercihe dayalı bir ticaret ilişki sağlamak olduğunu söyledi.
Logan “Bununla birlikte Türkiye ve İngiltere çok daha ortak bir noktada buluşabileceği bir ikili ticaret ilişkisi geliştirebilir ve hatta AB ilişkilerine yaklaşımlarında ortak bir karar konusunda birlikte çalışabilir.” Açıklamalarında bulundu.
yilmazparlar@yahoo.com
27-30 Kasım 2017 tarihleri arasında, Boshorus Four Seasons Hotel, 8. Boğaziçi Zirvesinde gerçekleşen 'Avrupa'nın Ortak Geleceğine Yatırım; Yapıcı Vizyon ve Somut Eylem Zamanı' başlıklı oturumda Egemen Bağış’ın ile Özel konuşmacı, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, konuşmalarında önemli mesajlar vardı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da ve başka yerlerde yaşanan vekalet savaşlarına karşı hepimizin büyük bir dikkat içerisinde olması gerekiyor.”
Eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış "Bütün zorluklara rağmen ne AB'nin ne Türkiye'nin bu süreçten vazgeçmek gibi bir lüksleri yok"
8. Boğaziçi Zirvesinde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın yaptığı özel konuşmasında, “Amerikalıların önünde bundan sonrasıyla ilgili bir başka problem var. O da nedir? Madem DEAŞ ortadan kaldırıldı, bugüne kadar bize YPG'ye, PYD'ye verdikleri desteğin gerekçesi olarak DEAŞ ile mücadeleyi gösteriyorlardı. Şimdi bu tehdit ortadan kalktığına göre artık PYD, YPG ile ilişkilerini sonlandırmanın zamanı gelmiş demektir.”dedi
24 Kasım günü iki ülke Başkanların telefon görüşmesiyle verilen söze rağmen Pentagon PYD ve YPG'nin olduğu Suriye Demokratik güçlerine destek vermeye devam edeceklerini açıkladı.diyerek ikilemli bir sisteme atıf yaptı.
PYD ve YPG'ye verilen her silahın, her mermisi PKK üzerinden Türkiye'ye yöneltilmiş bir tehdit olduğunu, PYD ve YPG'ye verilen her desteğin PKK'nın ömrünü uzatmak anlamına geldiğini vurguladı.
İbrahim Kalın, “Silahlı kuvvetlerimiz İdlib bölgesinde 12 noktanın sorumluluğunu üstlenmiş durumdalar. Şu ana kadar üç noktaya askeri mevcudiyetimiz iletilmiş durumda. Mesele ne DEAŞ, ne Rakka'yı kim alacak, ne PYD meselesi. Şu anda maalesef Suriye sahası üzerinden yeni bir bölgesel ve küresel oyun kurulmak isteniyor.”açıklamalarında bulundu.
Kalın, sonuş olarak “Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da ve başka yerlerde yaşanan vekalet savaşlarına karşı hepimizin büyük bir dikkat içerisinde olması gerekiyor. Maalesef bu vekalet savaşlarını sürdürmek, sürekli hale getirmek için zaman zaman etnik gerginliklerin, zaman zaman mezhebi gerginliklerin kaşındığını, tırmandırıldığını da görüyoruz. Buna karşı hepimizin de büyük bir teyakkuz hali içerisinde, büyük bir farkındalık bilinci içerisinde olması gerekiyor" dedi.
Prof. Dr. Gül Günver Turan'ın moderatörlüğünü yaptığı oturuma Romanya Dışişleri Bakan Yardımcısı George Ciamba, İngiltere'nin eski Türkiye Büyükelçisi ve Ankara İngiliz Esntitüsü Başkanı Sir David Logan, Avrupa Akımı Başkanı Pier Virgilio Dastoli, Stockholm Üniversitesi Türk Çalışmaları Enstitüsü Direktörü Paul Levin, İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas konuşmacı olarak katıldı.
Oturumda başta AB mülteci krizi ve güvenlik sorunları olmak üzere gündemde yer tutan konuları konuşarak, çözüm önerilerinde bulundular. Oturumun açılış konuşmasını İşbirliği Platformu Global Danışma Kurulu Eş Başkanı, Eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış yaptı.
Egemen Bağış, AB'ye vizesiz seyahat hakkında; "Bu ülkedeki halk, vize rejiminden dolayı kendilerine hakaret edildiğini düşünüyor. Bizler, Avrupa çapında serbest bir şekilde seyahat etmek istiyoruz. Kanaatimizce bu bizim hak ettiğimiz bir hak. Çünkü 1996'dan beri Gümrük Birliği'ndeyiz. Ürünlerimiz serbest olarak dolaşabiliyor. Vatandaşlarımızın dolaşamaması son derece mantık dışıdır.”
"Bütün zorluklara rağmen ne AB'nin ne Türkiye'nin bu süreçten vazgeçmek gibi bir lüksleri yok" diyen Bağış, "AB süreci Türkiye ve Avrupa için de iyi bir süreç. Ama şu anda birbirimizi eleştirmek bugün biraz daha havalı görünüyor. Kamuoyuna yansıyor. Ama ben yine iyimserliğimi muhafaza ediyorum.
Stockholm Üniversitesi Türk Çalışma Enstitüsü Direktörü Dr. Paul T. Levin AB'nin kuruluş esasına ve mülteci sorunu için "Bugün Avrupa Birliği'nin birçok açıdan zorlandığını görüyoruz. Popülist ve milliyetçi gruplar, mülteci krizi, Katalan krizi ve Brexit. Mülteci krizine baktığımızda Avrupa Birliği üyeleri arasında sorumluluk paylaşımında da dayanışma eksikliği var. Herkesin dahil olduğu fakat işbirliğinin eksikliğini gördüğümüz bir Avrupa Birliği var. Başlangıca dönersek Avrupa Birliği savaşlara tepki ve terörist hareketleri karşı olarak kurulmuş bir " barış projesi"dir. Ve çok basit bir ilkeye dayanır." dedi
Sorunlar ortak olarak görülüp sorumluluklar paylaşıldığında muvaffak olunabileceğini sözlerine ekledi.
İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Ankara İngiliz Enstitüsü Başkanı Sir Logan Brexit ve sonrasında İngiltere ve Türkiye arasındaki ilişkilere değindi dfeğerlendirirken küreselleşen dünyada geride kaldığını hisseden ve kontrolü kaybettiğini düşünen insanların bir protestosu olarak temel amacın AB ile yeni ve tercihe dayalı bir ticaret ilişki sağlamak olduğunu söyledi.
Logan “Bununla birlikte Türkiye ve İngiltere çok daha ortak bir noktada buluşabileceği bir ikili ticaret ilişkisi geliştirebilir ve hatta AB ilişkilerine yaklaşımlarında ortak bir karar konusunda birlikte çalışabilir.” Açıklamalarında bulundu.
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder