Hoşgörü Yaprakları
ki sanatcı-girişimci iş kadını Pınar Kanber ve Yulia Ergene’nin yeni sanat galerileri “Arp Art Gallery” ilk sergisine merhaba dedi.
Hilton İstanbul Bosphorus’un ev sahipliği yaptığı yeni sanat galerisi Arp Art Gallery, Kuratörlüğünü Pınar Kanber ve Yulia Ergene’nin yaptığı Nick Merdenyan’ın ‘’Hoşgörü Yaprakları’’isimli sergisiyle kapılarını sanatseverlere açtı.
30 Haziran 2017 tarihine kadar açık olacak sergiye sanatseverler, Akademisyenler iş ve siyaset dünyasının önemli isimleri ile basın mensuplarının katıldılar.
Sergi açılışında isme uygun arp sanatcısı Melis Çom’un verdiği muhteşem resital ile konuklar eserlerle adeta bütünleştiler derin duygu içinde keyifli zaman geçirdiler.
Serginin ilgileri ile yaptığımız söyleşide sergi hakkında;
“Yapraklar geçmiş çağlardan günümüze ulaşan sevgiyi ve barışı simgeleyen en önemli semboldü. Ünlü Roma imparatoru Julius Caesar’ın barışı simgeleyen yapraklarla bezeli zeytin dalı tacı buna ait güzel örnektir. Hatta bugün bile elimizde tuttuğumuz demir paramızın arkasında bulunan defne yaprağı hiç dikkat etmesek de barış anlamı taşıyor.
İnsanoğlu yeşille iç içe yaşamak ister. Çünkü yeşil, enerjiyi, doğallığı ve huzuru temsil eder. Ne var ki sonbahar gelir, yavaş yavaş sararıp solan yapraklar birer birer dallarından kopup süzülmeye yüz tutar. İnsanoğlunun içinde ister istemez bir hüzün belirir, bir daha ki mevsime kadar asla yeşillenmeyecek yapraklar Nick Merdenyan’ın hünerli ellerinde yeniden hayat bulur.
Bu misyon ve anlayışı farklı bir açıdan sanata döken hoşgörü ve birliği çok anlamlı bir biçimde ilk defa işleyen Nick Merdenyan’dır.
Nick Merdenyan sürekliliğin enerjisini bulmuş yapraklarda. Rüzgârın ılık esintisiyle dalından kopan yaprakların yok olmalarını istemiyor adeta. Kuruyan, solan yaprakları yeniden hayata döndürüyor fikir ve tasarımlarıyla. Nick Merdenyan’da sanatla bütünleşen öylesi bir yeşil tutkusu var ki, bunu kendisi bile farkında değilken içinde yeşeren bir duyguyla keşfediyor.” Açıklamalarında bulunuyorlar
Sevgi ve Hoşgörü Yaprakları ile ilgili olarak Nick Merdenyan 1968 yılından beri İstanbul Kapalıçarşı esnafı olarak çalıştığını, oğlunun vaftiz töreninde hediye olarak gelen bir saksı bitkisinin solan yapraklarını içinden gelen bir duyguyla koparıp kitap sayfaları arasına koyduğunu, o dakika içten gelen bir duygu olduğunu söylüyor.
Hikayesine devam edem Nick Merdenyan Aradan geçen bir iki yıl sonra kütüphanesinde bir konuda araştırma yaparken tesadüfen kitap arasına koyduğu o iki yaprağı görüyor. Karşısında ipek gibi duran yapraklar Merdenyan’ın içinde bir heyecan duygusu uyandırıyor, pek de sebebini bilmediği bu heyecanla, karşısında duran ipeksi kurumuş yaprakların görüntüsü aklından bir türlü çıkmıyor. Kapalıçarşı’da komşusunun dükkânına gelen bir hat sanatçısının farklı malzemeler üzerine yaptığı çalışmalar dikkatini çekiyor ve elindeki kurutulmuş yapraklardan bahsederek, daha önce yaprak kullanıp kullanmadığını soruyor, hayır cevabını alınca birlikte bir çalışma yapmalarını teklif ediyor.
Epeyce uzun bir süreden sonra birlikte kararlaştırdıkları iki konu üzerinde anlaştıkları eserleri tamamlıyorlar, yaprakların birinde Kanuni’nin Tuğrası diğerinde ise Yunus Emre’nin sözlerinden “SEV SENİ SEVENİ’’ kufi yazı tekniği ile tamamlanıyor.
Eserlerin bittiği gün, yaptıkları eserlerini dükkânına gelen bir Amerikalı müşterisi ısrarla satın almak istiyor ve oldukça iyi bir fiyat teklif ediyor ve satın alıyor. Ve böylece macera başlıyor.
Dünyanın hiçbir yerinde örneğine rastlanmayan bir çalışmayı sürdürüyor Merdenyan. Görenlerin hayranlıkla karşıladıkları eserlerini çerçeveler içinde korumaya almış. Merdenyan çalışmalarının her geçen gün ülkemizde ve dünyada çok popüler olduğunu ve birçok müşterisinin koleksiyon amacı ile satın aldığını belirtiyor.
Çalışma başlayacağı zaman konuya uygun yapraklar seçiliyor. Bu konular genellikle üç semavi dinden İslam, Musevi, Hristiyan ancak dini içermeyen evrensel söz ve dileklerde çalışmalarının içinde yerini alıyor. Konuların içeriğinde yöntemlerle kendi öz suyu giderilene kadar kurutuluyor. Bir yıl boyunca kitapların arasında uyuyan yapraklar, uyandıklarında her biri farklı kültürlere ait mesajlar içeren kıyafetlerini giyiniyorlar ve gelen misafirlere kendilerini beğendirme yarışına giriyorlar.
yilmazparlar@yahoo.com
ki sanatcı-girişimci iş kadını Pınar Kanber ve Yulia Ergene’nin yeni sanat galerileri “Arp Art Gallery” ilk sergisine merhaba dedi.
Hilton İstanbul Bosphorus’un ev sahipliği yaptığı yeni sanat galerisi Arp Art Gallery, Kuratörlüğünü Pınar Kanber ve Yulia Ergene’nin yaptığı Nick Merdenyan’ın ‘’Hoşgörü Yaprakları’’isimli sergisiyle kapılarını sanatseverlere açtı.
30 Haziran 2017 tarihine kadar açık olacak sergiye sanatseverler, Akademisyenler iş ve siyaset dünyasının önemli isimleri ile basın mensuplarının katıldılar.
Sergi açılışında isme uygun arp sanatcısı Melis Çom’un verdiği muhteşem resital ile konuklar eserlerle adeta bütünleştiler derin duygu içinde keyifli zaman geçirdiler.
Serginin ilgileri ile yaptığımız söyleşide sergi hakkında;
“Yapraklar geçmiş çağlardan günümüze ulaşan sevgiyi ve barışı simgeleyen en önemli semboldü. Ünlü Roma imparatoru Julius Caesar’ın barışı simgeleyen yapraklarla bezeli zeytin dalı tacı buna ait güzel örnektir. Hatta bugün bile elimizde tuttuğumuz demir paramızın arkasında bulunan defne yaprağı hiç dikkat etmesek de barış anlamı taşıyor.
İnsanoğlu yeşille iç içe yaşamak ister. Çünkü yeşil, enerjiyi, doğallığı ve huzuru temsil eder. Ne var ki sonbahar gelir, yavaş yavaş sararıp solan yapraklar birer birer dallarından kopup süzülmeye yüz tutar. İnsanoğlunun içinde ister istemez bir hüzün belirir, bir daha ki mevsime kadar asla yeşillenmeyecek yapraklar Nick Merdenyan’ın hünerli ellerinde yeniden hayat bulur.
Bu misyon ve anlayışı farklı bir açıdan sanata döken hoşgörü ve birliği çok anlamlı bir biçimde ilk defa işleyen Nick Merdenyan’dır.
Nick Merdenyan sürekliliğin enerjisini bulmuş yapraklarda. Rüzgârın ılık esintisiyle dalından kopan yaprakların yok olmalarını istemiyor adeta. Kuruyan, solan yaprakları yeniden hayata döndürüyor fikir ve tasarımlarıyla. Nick Merdenyan’da sanatla bütünleşen öylesi bir yeşil tutkusu var ki, bunu kendisi bile farkında değilken içinde yeşeren bir duyguyla keşfediyor.” Açıklamalarında bulunuyorlar
Sevgi ve Hoşgörü Yaprakları ile ilgili olarak Nick Merdenyan 1968 yılından beri İstanbul Kapalıçarşı esnafı olarak çalıştığını, oğlunun vaftiz töreninde hediye olarak gelen bir saksı bitkisinin solan yapraklarını içinden gelen bir duyguyla koparıp kitap sayfaları arasına koyduğunu, o dakika içten gelen bir duygu olduğunu söylüyor.
Hikayesine devam edem Nick Merdenyan Aradan geçen bir iki yıl sonra kütüphanesinde bir konuda araştırma yaparken tesadüfen kitap arasına koyduğu o iki yaprağı görüyor. Karşısında ipek gibi duran yapraklar Merdenyan’ın içinde bir heyecan duygusu uyandırıyor, pek de sebebini bilmediği bu heyecanla, karşısında duran ipeksi kurumuş yaprakların görüntüsü aklından bir türlü çıkmıyor. Kapalıçarşı’da komşusunun dükkânına gelen bir hat sanatçısının farklı malzemeler üzerine yaptığı çalışmalar dikkatini çekiyor ve elindeki kurutulmuş yapraklardan bahsederek, daha önce yaprak kullanıp kullanmadığını soruyor, hayır cevabını alınca birlikte bir çalışma yapmalarını teklif ediyor.
Epeyce uzun bir süreden sonra birlikte kararlaştırdıkları iki konu üzerinde anlaştıkları eserleri tamamlıyorlar, yaprakların birinde Kanuni’nin Tuğrası diğerinde ise Yunus Emre’nin sözlerinden “SEV SENİ SEVENİ’’ kufi yazı tekniği ile tamamlanıyor.
Eserlerin bittiği gün, yaptıkları eserlerini dükkânına gelen bir Amerikalı müşterisi ısrarla satın almak istiyor ve oldukça iyi bir fiyat teklif ediyor ve satın alıyor. Ve böylece macera başlıyor.
Dünyanın hiçbir yerinde örneğine rastlanmayan bir çalışmayı sürdürüyor Merdenyan. Görenlerin hayranlıkla karşıladıkları eserlerini çerçeveler içinde korumaya almış. Merdenyan çalışmalarının her geçen gün ülkemizde ve dünyada çok popüler olduğunu ve birçok müşterisinin koleksiyon amacı ile satın aldığını belirtiyor.
Çalışma başlayacağı zaman konuya uygun yapraklar seçiliyor. Bu konular genellikle üç semavi dinden İslam, Musevi, Hristiyan ancak dini içermeyen evrensel söz ve dileklerde çalışmalarının içinde yerini alıyor. Konuların içeriğinde yöntemlerle kendi öz suyu giderilene kadar kurutuluyor. Bir yıl boyunca kitapların arasında uyuyan yapraklar, uyandıklarında her biri farklı kültürlere ait mesajlar içeren kıyafetlerini giyiniyorlar ve gelen misafirlere kendilerini beğendirme yarışına giriyorlar.
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder