İTO 52. Meclis Toplantısı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun da katıldığı İTO’nun nisan ayı olağan meclis toplantısı 13 Nisan 2017 Perşembe günü gerçekleşti.
İTO Başkanı İbrahim Çağlar, yaptığı konuşmada, Müezzinoğlu’nun Sağlık Bakanlığı döneminde temelini attığı şehir hastaneleri projesiyle Türkiye’nin dönüşümüne yeni bir vizyon kazandırdığını, özellikle işsizlik sigortasına ödenen yüzde 2’lik işveren priminde indirime gidilerek aradaki farkın kıdem tazminatı fonuna aktarılması ve kıdem tazminatı fonunda birikecek tutarın KOBİ ölçeğindeki işletmelere yatırdıkları prime orantılı olarak bu kredi şeklinde kullandırılması gibi düzenlemelerin büyük fayda getirdiğini, kıdem tazminatı fonu gibi önemli meselelerde büyük mesafeler kat ettiğini söyledi
İTO Başkanı İbrahim Çağlar, dünyanın birçok bölgesinde küresel hesaplaşma sahaları olduğunu, Suriye’deki vekalet savaşlarının da ancak bu noktadan bakarak anlaşılabileceğini belirterek, geçen hafta İdlip'te Suriye rejim güçleri tarafından gerçekleştirilen kimyasal saldırıyı kınadığını ifade etti.
İTO Başkanı Çağlar, Türkiye’nin bir güven ve istikrar merkezi olarak büyüyüp geliştiğine dikkati çekerek, Türkiye’nin 2016 yılı büyüme oranının yüzde 2,9 olduğunu, 2017’nin ilk çeyreğinde geçen yıla göre yüzde 6,7 artışla 37 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini bildirdi.
Son bir yılda dünyadaki ihracat hacmi yüzde 14 azaldığını, küresel büyüme oranının yüzde 2 seviyelerini aşamadığını kaydeden Çağlar, "Türkiye 7 yıllık kesintisiz büyüme serüvenini sürdürüyor. Yakın bölgemizdeki iç savaş haline rağmen, Avrupa’dan Amerika’ya ve Orta Doğu'ya uzanan küresel terör tehdidine rağmen, siyasi seçimlerin ve ayrılıkçı rüzgarların gölgesinde kalan dünya ekonomisine rağmen ülkemiz yükselişine devam ediyor." dedi
Çağlar"Bizim tek hedefimiz, tek vazifemiz, her alanda daha güçlü Türkiye inşa etmektir. Önümüzdeki pazar bu yolda önemli bir adım daha atacağız. İş dünyası olarak inanıyoruz ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletin sinesinde vücut bulan büyük Türkiye hayalinin siyasi mecradaki sesidir. İşte bu yüzden yarınlarımızın teminatı olan bu değişikliğe İTO olarak evet diyoruz. Güçlü Meclise ve güçlü yürütmeye evet diyoruz. Büyük ve müreffeh Türkiye yolunda yürüme iradesine evet diyoruz. Hızlı kararlarla ekonominin önünü açacak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine yürekten evet diyoruz. 16 Nisanda milletimizin teveccühüyle ülkemizin önünde yeni bir yol açılacaktır."ifadelerinde bulundu.
İbrahim Çağlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı istihdam seferberliği çağrısına en yüksek taahhüdü İTO'nun verdiğini belirterek, seferberliğin başlamasından bu yana 223 bin 297 istihdam artışı sağlandığını, hedeflerinin yılsonuna kadar 500 bine ulaştırmak olduğunu söyledi.
Çağlar, "İTO'da ağırladığımız heyetlerde de Türkiye'nin referandum sonrası geleceğine duyulan güveni net şekilde görüyoruz. İşte bu güven ortamını teminat altına almak için diyoruz ki reel sektörün önünü açacak en büyük reform Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş olacaktır. Referandum sonrası tam mesai ekonomi ile beklentilerimizi çok daha yukarı taşıyacağız, yeniden büyüme rekorlarına koşacağız." Şeklinde hedeflerinaltını çizdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Kıdem tazminatının bu şekilde yürümesi mümkün değil.
2016’yı, mayası sağlam bu millet dışında hiçbir millet kaldıramazdı. Hiçbir millet bu olağan üstü fırtınalardan, hainliklerden, tuzaklardan çıkıp yine büyük hedefler peşinde koşabilecek dimdik ayakta durabilecek feraseti kendisinde bulamazdı” dedi.
Ama ağaya kalkmak hayallerinin peşinden gitmek, bu milletin mayasında, fıtratında, DNA’sında asaletinde değerlerinde var” dedi.
2017 yılının çok farklı olacağını belirten Bakan Müezzinoğlu, çalışanların yaklaşık yüzde 70'inin kıdem tazminatı fonundan yararlanamadığını belirterek, "Bu büyük bir rakam. Bu doğru bir şey değil. Bir defa bunların hak ve hukukunu koruyan güçlü bir sistem kurmamız lazım." dedi.
İşsizliğin bir dönem çok arttığını ve bunu önlemek için tedbirler paketini hayata geçirdiklerini ve bu konuda önemli bir aşama katedildiğini anlattı.
Müezzinoğlu, üretip dünyaya pazarlayan bir Türkiye istediklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Bazı sorunlarımız var. Mesela çalışan ve çalıştıran hukukunun daha huzurlu ortama gelmesi lazım. Bu iş mahkemeleriyle çok sağlıklı yürüyebilmemiz mümkün değil. Kıdem tazminatının bu şekilde yürümesi mümkün değil. İşveren işçisiz olamaz. Çalışmak isteyen işverensiz olamaz. İkisi sağ ayak, sol ayak. İkisi birbiriyle kavga eden, çelme takan, yaralayan değil, birbirini besleyen ve birlikte kazanan ve gelişendir. Bunun hukukunu hükümet kuracak. Hakemliğini bakanlığımız yapacak. İşveren çalıştırdığı hakkında 'Yarın hangi belayı başıma açar. 10 yıl sonra hangi mahkeme nasıl karar verir?' diye düşündüğü bir ortamda... Mahkeme de o kadar süre sonra 'Kayıtları bulun. Yani nerede.' Böyle sistemlerden de yükleri sırtımızdan atarak, hakkaniyetli, şeffaf, her tarafın kendi hakkını aldığı, geçen yıla göre daha iyi diyebileceği bir sistem kurmalıyız."
Bakan Müezzinoğlu, işsizlik sigortası ve fonuyla ilgili soru üzerine, şunları söyledi:
"İşsizlik fonuna göz dikmeyelim bir defa. İşsizlik fonunun farklı sorumlulukları var. Kıdem tazminatı fonundan istifade edemeyen çalışan sayımız çalışanların yüzde 70'i. Bu büyük bir rakam. Bunun bir kısmı, yüzde 33, kayıt dışılık var. Farklı uygulamalar var. Bir defa şu anda 12, 13 milyon çalışan, alın teri dökenin yüzde 70'i kıdem tazminatından neredeyse hiç yararlanamıyor. Bu doğru bir şey değil. Bir defa bunların hak ve hukukunu koruyan güçlü bir sistem kurmamız lazım. Güçlü, hakkaniyetli olmalı. Çalışanın alın teri haksa, iş verenin kasasında birikmemeli. Çünkü işverenin beş yıl sonra onu koruyup korumayacağına dair garantiyi kim veriyor? İşçinin hakkı neyse o fonda birikecek. İşçi bilecek."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bir soruyu yanıtlarken, özürlü istihdamıyla ilgili yeni bir çalışma yaptıklarını kaydetti.
Bazı sektörlerin buna çok uygun olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, "Bunlara ilave teşvikler vererek, diğerlerinin muafiyetini sağlayarak… Mesela birisi tekstilde yüzde 30 özürlü çalıştırmak isteyebilir. Ona göre çalışma, altyapı yapar. Biz ona ayrıcalıklı teşvikleri yaparız. Bir de 50 sonrası, bunu sıfırlayacağız. Mahallesindeki bakkala, markete, pastanede 3 kişi çalışıyor, bir engelli alsın, ona olağanüstü teşvik verelim. Engelli mahallesinde kalsın. Tüm bunlarla ilgili çalışıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin bunu mutlaka başarması lazım. Her yıl 10 milyarın üzerinde tıbbi medikal ürün tüketiyoruz. Üniversitesi, kamusu, özel sektörü. Bu alanda da belirli sektörlerimiz var. Bu sektörlerin ilk 10, 20'de olan ciddi düzeyde para ödediğimiz alanların, yerli üretimi teşvik etmemiz, alım garantileriyle Türkiye'yi farklı noktaya taşımamız, Türkiye'nin gelecek stratejileri anlamında da çok önemli ve hayati. Bunun üzerinde çok duruyoruz. Sağlık Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Kurulu kuruldu. Ekonomik Koordinasyon Kurulu bunun üzerinde duruyor. Şu sıkıntılı süreçleri atlattıktan sonra inanıyorum ki, Türkiye daha güçlü adımlar atacak. Nasip olursa uzun süreli alım garantili yerli üretim plazmanın imzasını nisan sonu veya mayıs ortalarına kadar atmayı Rabbim nasip etsin, çünkü o noktaya taşıdık."
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder