“UYGARLIĞIN SONU”-
Nilgün
Sabar“Uygarlığın Sonu”-Betül Cankara “Bırak Kendim Olayım”
ARMAGGAN Art- Design Gallery’nin keşfettiği ve
desteklediği Genç sanatçı ve tasarımcıların eserlerini 3 Kasım 2016 Perşembe
günü Maçka Content İstanbul’da sanatseverlerle buluşturdu.
ARMAGGAN Genel Müdürü Ebru Karaçam ve Content İstanbul
Kurucusu Sami Savatlı ev sahipliğiyle, şirin sıcak ortamın atmosferinde
sergilenen açılışda sanatcıların sanatsever değerli dostları, iş, sanat,
akademi dünyasından isimler vardı.
Sergide; Arman Suciyan -Yiğit Dündar,
Berk Saatçioğlu -Mehmet Ali Serhan, Yıldız, Betül Cankara, Canan Ustaoğlu
Savaş, Dilek Aydıncıoğlu, Dinçer Güngörür, Egemen Kemal Vuruşan, Emre Kantaşlı,
Güneş Özmen, Hülya Sözer, İrem Çamlıca, Lütfiye Kösten, Mahmut Aydın,
Mustafa Akkaya, Nilay Özenbay, Nilgün Sabar, Ozan Emre Han ve Şevket Arık. gibi
sanatçı ve tasarımcılar yer aldı.
Resimlerin enerjisini aldığınız sanatcılar arasında Nilgün
Sabar, Betül Cankara, ile resimleri hakkında sohbet ettik.
Nilgün Sabar, eserlerini, Bozdağların büyülü ortamında
oluşturduğu atölyesinde dört aylık çalışma sonrası ortaya çıkardığını ve
tamamen dağa esini eser olarak tanımlıyor. Kullandığı hayvan sembolleri iş
sembolleriyle kolllektifleşen semboller olduğunu yeni bir korumalı alan
oluşturma arzusu ile çıkışını ifade ediyor. Nilgün Sabar “ Eser, izleyiciye ana
rahmi koruması verme arzusuyla doludur. Dünyanın buna ihtiyacı olduğunu
düşünüyorum. Eserin diğer adı -Uygarlığın Sonu” diyor.
Nilgün Sabar, yaşamayı sevgiyi sakladığı sembollerinin
aralarındaki ruhu, aşılama misyonu üstlendiği belli oluyor.
Soluksuz koşan sanat hayatında yaşam felsefesi birbirini
tamamlayan zincir halkaları gibi,biri aradan çıkartılınca bütünlüğü bozulan
tılsım adeta. Sevgiyi bir solukta içine çeken, yaşam felsefesini altın tepsiyle
tabiatı tüm çıplaklığıyla önünüze seriyor. Yaşadığınızı sandığınız hayatınızı
tekrar sorgulatan, hayat yolunuzun çiçekli ve dikenlerinden tercih seçiminizle
güzelleştirmek veya çirkinleştirmek elinizde olduğunu, çiçekten çiçeğe konan
bal yapan arılar gibi resimlerde gezindikce yaşamınızın ballaştığı
farketiyorsunuz.
Betül Cankara genelde büyük ve oval tuvallerde çalışmayı
seviyor. Önceden tasarlamadığını fırca, boya tablet, tuval ve o günkü ruh hali
renklerin seçimi eserin belirleyicisi oluyor. Her yapıtı evrensel bir olgunun
dili oluyor.
Hayatdan zevk almak, istek doğrultusunda yaşamak ancak
güzel olumlu duygu optimist düşünce ve davranışlarla mümkün. Betül Cankara’nın
beyin fırtınası yaptıran motifleri sizi düşünce girdabında felsefe çukuruna
itekliyor sınavdan geçiriyor. Resmin sevgi dokusunu hücrelerinizde hissettikce
yaşam duvarını örerken açıkta bıraktığımız üşüyen yanlarınız sıcak bir aşıyla
veya dost bir serumla hayat buluyor.. Tamamen sessiz ve hareketsiz bir şekilde durduğunu
düşündüğünüz moleküler, cisimler bir iç ses çıkarıyorlar. Özgürlüğe var olmaya
saklı motifler yer yer tabakalar, Bir varlığın varoluş düzlemi ve plakaları
katmanları oluyor.
Eserler 3 Kasım 2016-7 Ocak 2017
tarihleri arasında Content İstanbul’da sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder