8.9.16

Salt GalaTA-Tek ve Çok-Yılmaz Parlar


PARLAR MEDYA  
Salt GalaTA-Tek ve Çok


“Tek ve Çok”


1955-1995 yılları arasında Türkiye’deki üretime bakışı ele alan, çok endüstri ürünlerinin ilk kez geniş bir alıcı kitlesiyle buluştuğu 80’li yıllarda dolaşımda olan nesnelerden derlenen eşyanın üretimi ve dolaşımına yönelik, araştırma temelli bir sergi.


Salt Galata “Tek ve Çok” sergi açılışı öncesi, SALT  Araştırma ve Programlar Direktörü Vasıf Kortun ve Meriç Öner  bir basın toplantısı gerçekleştirdiler. Sergi hakkında bilgilendirdiler. Sergi alanında uygulamalı gezi tertiplendi.


Çağdaş sanatın politika ile olan ilişkisini anlamaya duyulan ihtiyaç doğrultusunda, sanat ve siyaset arasındaki geçiş ağları belirleyen değişkenlerin analizini yapmayı ve sanatsal üretimle politik yönelim arasındaki ilişki sanat ve siyaset arasındaki ilişki, devlet ve din kurumlarının ortaya çıkmasına kadar geriye götürülebilir.


SALT’ın da üyesi olduğu L’Internationale müzeler konfederasyonunun hazırladığı beş senelik ortak bir program kapsamında, üye kurumların ‘Nerden geldik buraya’ da o program kapsamında, toplum ve kültürdel kırılmaların yaşandığı devir sonrası, 80’li yıllardaki nesnelere fokuslanan sergi endüstriyel üretimi ele aldığında başlangıç yılları 1955 yıllara gittiğini dile getiriliyor.

Genele bakıldığında nesnelerin düzeninin, insanların düzeninde de belirliyici olduğudur.
insan bedenin disiplin altına alınmasının yöntemleri, tasarlanan ve form verilen nesnelerin akıllı ve güzel olması, nesneler arasındaki düzenin, Üretimin önceliğini tüketime devretmesidir.
Post-endüstriyel neoliberalizm çağında, ‘tasarım yönetimlerinin’ bu kez endüstriyel üretim yerine tüketim kültürüne geçiş yapmasıdır.

Sanat anlayışı, siyaseti yansıtmaktan ya da olup biteni yeniden üretmekten ziyade, düşüncenin yapısal konumlanışını ve pratiğin toplumsal bütün içindeki etkinliğini dert edinen, günümüzle ilgili anlamlı bir siyasal kavramı oluşturmaya çalışan bir sanattır


Sadece plastik sanatlar değil, felsefe, edebiyat ve müzik alanında da bu dönemde ciddi bir dönüşüm gerçekleşir.

Çalkantılı ve kırılgan dönem, politik ve düşünsel özgürlüğe, sanatsal özgürlüğe yönelik modern tutumların doğduğu bir dönemdir.
Sanayi devrimi ile gelen endüstrileşme ve kültür endüstri ile birlikte meta’ya dönüşen sanatın siyaset ile ilişkisi ele alınmış, sergide her şeyin göstergeye indirgendiği kültür endüstrisinde, sanat, teknoloji, medya, piyasa ve sermaye ilişkisinde karmaşık bir ilişkiler ağı söz konusudur.

Tek ve Çok, için Meriç Öner “Türkiye’de 1955-95 dönemini, adım adım gerçekleştirilen sanayileşme ve uzantısındaki tasfiyenin meydana getirdiği nesneler aracılığıyla ele alır. Endüstri ürünlerinin ilk kez geniş bir alıcı kitlesiyle buluştuğu 80’li yıllarda dolaşımda olan nesnelerden derlenen bu seçki, dönemin üretim ortamını bağımsız hikâyelerle inceler.

Türkiye’de 80’lerin ortasında karma ekonomiden serbest ekonomiye geçilmesiyle üreticiler, devletin kota sistemine tabi olmaksızın dövizle alışveriş hakkına sahip oldu. Ekonomideki bu yenilik, özel sektörde 50’lerde ivme kazanan sanayileşmenin altyapısını tamamlar nitelikteydi. Devlet, yerli sanayinin yabancı müşteriye hizmet sağlayacağı ve uluslararası rekabete dâhil olacağı bir planı devreye sokmuştu. Beraberinde büyümeyi getiren çıkış, günlük hayata, sürekli artan bir ürün yelpazesiyle tercüme edildi ve ülkenin büyücek şehirlerinde öbeklenen, görünüşte ve maddede küresel bir Türkiye yarattı.” Şeklinde sergiyi ifade ediyor.
Yine Meriç, serginin üç bölümü olduğu endüstriyel üretimle uğraştığı gruba otomotiv, beyaz eşya, hazır giyim tekstil, oyuncak,  kırtasiye, gıda, mobilya diğer bölüm kurumların tarihçeleri  ve Türkiye Cumhuriyeti tarihçesi var. Özgün kopyalar’ bölümde ise ‘Tek ve Çok’ tanımlı tek sayılan ürünleri işliyor. Moda, kuyumculuk gibi Cem Kaya’nın ‘Motör: Kopya Kültürü. Galeri Baraz’ın endüstrileşme adımlarından beslenen sanat piyasası masaya yatırlıdığını Mercek altına alındığını açıklıyor.
6 Eylül-13 Kasım 2016 tarihleri arasında SALT Galata'da gezilecek serginin Araştırma ekibi; Meriç Öner, Dilek Himam, İlhan Ozan, Cem Kaya, Ayşe Coşkun Orlandi, Asya Ece Uzmay, Emirhan Altuner, Merve Dokumacı, Özüm Yelkencioğlu.
Katkıda bulunanlar;  Ahmet Altekin, Atilla Argat, Yahşi Baraz, Davut Beresi, Başak Gürsoy, Ali İhsan İlkbahar, Fatoş İnhan, Yıldırım Kaymal, Hüsnü Karagözoğlu, Sami Kariyo, Jan Nahum, Adil Öztoprak, Baron von Plastik, Nalan Sakızlı, Hasan Subaşı.
Adel, Arçelik, Evyap, Fatoş Oyuncakları, Ford Otosan, İGS, İstanbul Oyuncak Müzesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Jumbo, Kelebek, Kütahya Porselen, Migros, Mudo, Oyak Renault, Paşabahçe, Penti, Pınar, SEK, Selpak, Tofaş, Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi, Ülker, Vakko.

yilmazparlar@yahoo.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder