22.9.16

23'üncü Uluslararası Adana Film Festivali -Yaşar Kemal-anıldı-yılmaz parlar


PARLAR MEDYA  
23'üncü Uluslararası Adana Film Festivali Yaşar Kemal anıldı

Çukurova'dan Dünyaya Açılan Pencere

Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 23'üncü Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında, Dünya yazarı “Yaşar Kemal” adına Çukurova'dan dünyaya açılan pencere' adlı panel gerçekleştirildi.


Moderatörlüğünü Yekta Kopan'ın üstlendiği panele, Menderes Samancılar, Osman Şahin, Arif Keskiner, Nebil Özgentürk katıldı.


Kısa Bir belgesel ile başlayan etkinlikde “Yaşar Kemal” konuşmalarından kesitler ve önemli vecizeleri derleyen bir sunu gösterildi.

Bazı önemli incileri; “Biz, Cumhuriyet çağının sanatçıları, romancılar, şairler, ressamlar, kendi kültürümüze, dilimize dönmeyi öğrendik.”
“Türkiye'nin sanatçıları soluk alabildiğinde dünya görkemli sanatçılarla karşılaşır.”
“Batıda gizem ve düş gücünün hızla yok olduğunu, yerlerini akıla ve gerçekçiliğe bıraktıklarını söyleyenler için;  Düş gücünü yitiren insanın hiç umudu olur mu?”
“Umut, düş gücünün yarattığı ve insanoğlunun sahip olduğu en büyük değerlerden biridir.”
 “Her savaş, adı ne olursa olsun, bir yıkım, bir ölümdür; insanlığımızı çürütür, vicdanımızı çürütür.”
“Ne büyük mutluluktur ki, dünyamız hâlâ on binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir.”
“Bir kültür diğer kültürü yok etmez. Her kültürün bir rengi, bir kokusu vardır.”
“Dünyamızın bir çiçeğinin koparılması, dünyamızdan bir rengin, bir kokunun yok olmasıdır”.
“Bir sonuca varabilmek için doğal yol, yalnız ve yalnız, gerçek bir demokrasiden geçer. Demokrasi de değişkendir.”
“Anadolu, coğrafyasından ve çok kültürlü bir toprak olduğundan dolayı dünya kültürüne kaynaklık etmiştir.”
Kısa belgesel sonrası Yekta Kopan Yaşar Kemal'in eşi Ayşe Semiha Baban’ı kürsüye davet etdi.
Ayşe Semiha Baban Yaşar “Çukurova'dan dünyaya açılan pencere” temayla ilgili Türk edebiyatının usta yazarı Yaşar Kemal’e verilen Norveç Edebiyat ve İfade Özgürlüğü Akademisi Bjørnson Akademi’nin  Norveç’in ünlü milli şairi Bjørnstjerne Bjørnson adına verdiği ‘Bjørnson Ödülü töreninde yaptığı konuşmayı okumak istediğini söyledi.
Zaman zaman gözyaşları arasında duygulu anlar yaşatdığı konuşmadan kesitler;
“Sanat insanların dünyaya bağlılığının, sevincinin büyük türküsüdür. Gerçek sanat yalanın, tüketici oburluğunun, zulmün, şiddetin, bitip tükenmeyen anlamsız savaşların, bütün kötülüklerin karşısındadır”
“Hiç kimse aklından çıkartmamalı, her savaş bir ölüm fermanıdır. Yenenler de yenilenler de, savaşların dışında kalanlar da bu yıkımdan kurtulamazlar. Sa­nat insanların dün­ya­ya bağlılığı­nın, se­vin­ci­nin bü­yük tür­kü­sü­dür.
"Gerçek sanat, yalanın, tüketici oburluğunun, zulmün, şiddetin, bitip tükenmeyen anlamsız savaşların, bütün kötülüklerin karşısındadır. O, her çağ­da­ki çar­pık­lık­la­ra kar­şı sa­va­şım ver­miş­tir. Çünkü, ne olursa olsun, her biçim sanatın birinci işi başkaldırıdır. Bi­li­yo­ruz, bu kar­şı çık­ma hiç de ko­lay de­ğil. Bütün değerleri aşındıran, tüketen yaşayış önce sanata vuracak, gerçek sanatı boy hedefi yapacaktır.”
“Sa­nat in­san­la­rın dün­ya­ya bağ­lı­lı­ğı­nın, se­vin­ci­nin bü­yük tür­kü­sü­dür. Gerçek sanat yalanın, tüketici oburluğunun zulmün, şiddetin, bitip tükenmeyen anlamsız savaşların, bütün kötülüklerin karşısındadır. O, her çağ­da­ki çar­pık­lık­la­ra kar­şı sa­va­şım ver­miş­tir. Çünkü, ne olursa olsun, her biçim sanatın birinci işi başkaldırıdır. Bi­li­yo­ruz, bu kar­şı çık­ma hiç de ko­lay de­ğil. Bütün değerleri aşındıran, tüketen yaşayış önce sanata vuracak, gerçek sanatı boy hedefi yapacaktır. Sanat­sal kar­şı çık­ma­lar sivil örgütlenmelerden güç aldıkça daha sağ­lık­lı ve et­ki­lidir. Bağımsız, ilkeli sivil örgütlenmelere, forumlara her zamandan fazla ihtiyaç vardır. Adında edebiyat ve ifade özgürlüğünü birlikte taşıyan Norveç Akademisi gibi kuruluşlar hiç yılmadan insan onurunu savunmayı sürdürdüğü, insanlığın tek çiçeğe, tek renge, tek kokuya, dünyanın tek dile kalmaması için mücadele ettiği müddetçe, insanı insan yapan değerleri yok etmeye hiç kimsenin gücü yetmez.”şeklinde konuşmasını bir de “Sendeki bu kuyruk acısı bende evlat acısı varken dost olmamız mümkün değil “yılan hikayesiyle bitirdi
Sohbet tarzında geçen panelde Arif Keskiner paylaştığı anekdotda öncesi Halkevi, şu anda Büyükşehir Belediye binası olan yerde hayatını şekillendiren  Arif  Dino ile tanışmasını aktardı.
Arif Dino’nun, Yaşar Kemal’e  beş adet Donkişot kitabı verdiğini Biri eskiyince diğerini eline alacaksın ve böylece bu beş kitap hayatın sonuna kadar okunacağını anlatdı.
Osman Şahin de, “Yaşar Kemal Türkçe’nin katıksız besinidir” sözüyle yücelten ve devam eden sözleriyle Menderes Samancılar Adana’da bir fabrikada çalıştığını ve öğle aralarında işçilere Yaşar Kemal’in kitaplarını okuduğunu, bu yüzden Fabrika Müdürü’nün kendisini işten atmakla tehdit ettiğini anlattı. Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü’de babası ve Yaşar Kemal ilişkilerini anlatdı.
Fuayede imzalan kitaplarla etkinlik son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder