22.6.16

İçinde Kim Var-İstanbul Modern’de ilk kez yaşayan kadın sanatcının Retrospektifi-Yılmaz Parlar


PARLAR MEDYA  
İçinde Kim Var-İstanbul Modern’de ilk kez yaşayan kadın sanatcının Retrospektifi

İçinde Kim Var?
İstanbul Modern’de ilk kez yaşayan kadın sanatcının  Retrospektifi
22 Haziran – 23 Ekim 2016 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek İstanbul Modern’de sanatçı İnci Eviner’in desenden resme, videodan yerleştirmeye, fotoğraftan heykele uzanan zengin ifadeli,sergi açılışı nedeniyle düzenlenen basın toplantısına sanatçı İnci Eviner İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, Ferko Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Meriçten ve serginin küratörlüğünü üstlenen İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu katıldı.
İstanbul Modern, İnci Eviner’in 1980’li yıllardan günümüze “İçinde Kim Var?” başlıklı retrospektifin sponsorluğunu Ferko üstlendi.
 Ana temel desen öğesinden yola çıkan Perspektif çizimdeki yeterliği sahnelerinde gerçeğe uygunluğu, İnci Eviner’in sergi mekanı sorgulama özgürlük direniş, meydan okuma temalarından doğan kompozisyonlardan oluşuyor.

Kadınları yaşanan zamanlar ötesinde resim diliyle video teknikle  hareketli resim elde ederek öykülerini rasyonel aklın reddeceği bir şekilde öğretici gerçeklik alanları kullanmış. Doğayı bilerek kontrol altında nasıl işlediğini anlatmaya çalışmış.

Bedenleri ait olduğu mekanlarda keşif yolcuğuyla hareketli imgeyi sergilemiş. hareket yapan bedenlere yeni enerji yüklemiş.
Genelde direniş meydan okuma özgürlük her figürde desende size sesleniyor. Düşünce sistemiyle şekillenmiş yaşam alanı Mekanların kodlarını yeniden yaşayan varlıklar için düzenlemiş. rasyonel düşünce karşıtı irrasyonel bilinçaltı göndermelerle konuya sizi dahil ediyor.

Hendisiyle yaptığımız kısa söyleşide  zihnimiz güvenli değil, Kendi varlık alanımıza bakmaya çalışıyorum, sınırlı insani eylemlerimize bulaşmış davranışlarımızda saklı şiddeti ortaya çıkarmaya stratejiler üzerinden jestleri yakalamaya çalışıyorum.


Bütün bunların arasında çıplak gündelik yaşantımızda neler oluyor?.. Yemek yeme, sofra, aile, birbirini itip kakma, fesatlık, şefkat, cinsellik, hainlik, komplolar gibi çalışıyorum derken bir enstelasyonun yanındaki manifesto açıklamaya yetiyor.

“Çizmek zihnimde olup bitenleri anlamak, Çizgi toplumsalla bireyselin birbirine karıştığı kimliklerin buluştuğu bu akışkan imgelerin çıkıp geldiği çukurları açığa çıkarıyor. Desen sürekli oluş halini ağırlıyan karanlık mağaralar gibi çalışıyor. Bilinç duvarına yansıyan gölgelere anlam katmaya çalışan, yaşadıklarını daima tüküren, huzursuz kamusallığın sınırlarını aşındıran tuhaf aygıt gibi..Aynı zamanda ressamı yani öznesinide güven kaybına uğratıyor.
Bu tasnif çabası, tarih, sokaklar, unutulmuş botanik sınıflandırmalar, karşılıksız aşklar, soyu tükenmiş hayvanlar asfalt orkideleri gibi isim ve dünyada yer edinme arzusudur.”

Meraklı gözlerle sürpriz yolculuğuna çıktığımızda  sesler renkler değiştiği gibi çoğaldıklarını

Kültürel, politik paralel enlemdeki sokakları, yapıları, sistemleri ve kültür kurumları yeniden sorguladığımızda, kamusal alanla kurulan ilişki içinde sanattaki yansımalarını farkederiz.
Kentle kurduğumuz ilişki içinde, kent ve kente ait her şeyin farkına vardığımızda, benimsediğimiz, durum kabuğundan çıkıldığında keşfedilecek bilinci, merakı birlikte bulmamız mümkün olduğunu bize aşılıyor. Dönüşmemizi hatırlatıyor.

İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı İnci Eviner’in 40 yıla yakın sürede ortaya koyduğu üretimleri “İçinde Kim Var?” adlı sergide bir araya geldiğini söyledi. Oya Eczacıbaşı, “İlk kez yaşayan bir kadın sanatçının retrospektifini gerçekleştiriyoruz. Bu yaklaşımımızın pek çok açıdan kültür sanat hayatımızı etkileyeceğine inanıyoruz. Kadınların çağdaş sanat alanında üretimlerinin çoğalmasını, Türkiye ve küresel sanat sahnesinde daha görünür olmasını hedefleyen Kadın Sanatçılar Fonu’nu sergimizle birlikte başlatıyoruz. Kadın Sanatçılar Fonu, sanat ve kadın konularına duyarlı kadınların Türkiye kültür sanat sahnesinde görünürlüğünü çoğaltmaya adamış koleksiyoner ve özel destekçileri bir araya getiriyor. Bu yeni oluşumla müze koleksiyonumuza yeni kadın sanatçıların yapıtlarının dahil edilerek sayılarının artırılması, müzenin düzenlediği sergilerde yer alan kadın sanatçıların projelerine katkıda bulunulması hedefleniyor.”açıklamalarında bulundu.


Toplumsal, politik ve sosyo-kültürel koşullar içerisinde kadın, toplumsal cinsiyet ve kimlik politikalarına dair farklı haller üzerine kendine özgü bir ifade alanı aralayan Eviner’in retrospektifi; desen, resim, video, heykel, fotoğraf ve yerleştirmeyle sanatçının zengin imgeler dünyasına bir yolculuk imkânı sunuyor. Yapıtların üretildiği dönemlerin toplumsal ve siyasi durumuna bir bakış atmayı da sağlayan sergi, kronolojik bir akış yerine, geçmiş ile şimdiyi birbiri içerisine konumlandıran ve sergi mekânını da sergilemenin içerisine dahil eden bir kurguyla izleyiciye sunuluyor.

Yapıtların geçen zamanı da üzerlerinde taşıdığını belirten Eviner, çalışmalarını yeniden sahnelemek istediği için tüm malzemeyi yeni bir yapıt ortaya koyarmış gibi düzenlediğini söyledi. Eviner, “Şu ana kadar yaptığım seriler için yazdığım eşlikçi metinlerle bölüm bölüm ilerledik ve sergi mekânına girildiği anda tüm alanın tek bir resim gibi algılanabilmesini mümkün kılacak bir tasarım yaptık” diye konuştu.

Ferit Meriçten: Ferko olarak 25 yıldır iş dünyasındayız. Kurumsal genlerimize işleyen sanat tutkusu , sanatla iç içe olmak bizi çok mutlu ediyor. Sanatı hayatımızın ve işimizin bir parçası yaptık.” Sözleriyle sanata verdiği desteği özetledi.

Levent Çalıkoğlu: “insanı var eden bilinçaltı, kültür, tarih, doğa ve sanat bütünlüğü ile kurduğu derin bağın zenginliğini ortaya koyuyor. Eviner, tüm çalışmalarında belirgin bir şekilde varlığını görünür kılan, kendine özgü bir imge dağarcığı ile bu bütünlüğü dönüştürüyor ve kendinden kılıyor. Tüm büyük sanatçıların yaptığı gibi ilk bakışta sanat alanına dahil olmadığı düşünülen ‘potansiyelleri’ doğal bir dokunuşla kendinden kılıyor ve yeni bir hayal gücü perspektifinden düşünmemizi ve anlamlandırmamızı sağlıyor” dedi.
İnci Eviner “Bu sergi geriye dönüp bakmamı sağladı. Hem sanatçı kimliğimin nasıl inşa edildiğiyle ilgili olarak kendi hikayeme belli bir mesafeden bakma fırsatı sundu hem de bütün yapıtlar arasında bir takım bağlar olduğunu ortaya koydu. Dolayısıyla üzerinde çalışırken sergiyi tamamen açık bir şekilde tasarladım. Kronolojik olmayan bir sıralama içinde, birbirine referans oluşturan, birbiriyle konuşan, aynı geçmişten beslenen ama farklı dönemlerde farklı biçimlerde ifade bulmuş görsel dilin yeniden dolaşıma sokulduğu daha dinamik bir ortam oluşturmayı istedim”  dedi.
yilmazparlar@yahoo.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder