TÜRKBESD’DEN ÇAĞRI:
Avrupa’nın 1 numaralı beyaz eşya üreticilerini
temsil eden
TÜRKBESD’den çağrı:
“Enerji verimli ürünlerin kullanımında
destek aslında tüketicilerimize verilmeli”
22,5 milyonluk üretim kapasitesi ile Avrupa’da 1 numara ve
Türkiye’nin en önde gelen sektörlerinden biri olan beyaz eşya sektörünün
temsilcisi Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) başkanı Özcan
Aydilek, “Özellikle enerji verimli ürünlerin kullanımında biz desteğin aslında
tüketicilerimize verilmesini istiyoruz. Artık Beyaz Eşya lüks tüketim malı olarak sayılmamalı. Bugün
köylerimize gidin buzdolapsız bir ev göremezsiniz. O nedenle sanayide büyüme rakamlarının pek de
iyi gitmediği bu dönemde piyasalar da hem reel anlamda hem de moral etkisi
olacağına inandığımız ÖTV indirimini hükümetimizden bekliyoruz.” dedi.
Günde 15 adet çamaşır makinesinden
dakikada 90 adet beyaz eşya üretimine…
Türkiye’de beyaz eşya sektörünün temellerini 1959 yılında
daha sanayileşmenin henüz yeterli gelişmeyi sağlamadığı bir dönemde atıldığını
belirten Aydilek “Geldiğimiz noktada, yılda 15 adet çamaşır makinesinden bugün
sektör 1 dakikada 90 adet beyaz eşya üretimi yapıyor. Bu çok ciddi bir gelişme.
Son 10 seneye bakarsak üretimimizde %100’lük bir artış olmuş, her sene yüzde 6
oranında büyüme sağlamışız. Bu büyüme oranları ile gidersek bile bizim 2023
yılı için hedefimiz yıllık 40 milyon adet üretim yapmak” değerlendirmesini
yaptı.
Sektörün
üretiminin %75’ini ihraç ettiğini vurgulayan Aydilek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Beyaz eşya sektörü 2014 yılında 22 milyon 595 bin 875 adetle geçen seneye
oranla %3 civarında bir büyüme gerçekleştirdi. 2014 yılında ihracatta da %5
oranında bir büyüme yakaladık. Ancak iç
satış rakamlarımız da %2 oranında bir düşüş oldu. Bunun nedenini 2013 Aralığı
sonrasında yıl ortasına kadar yaşanan keskin düşüşlerin olmasına bağlıyoruz.
Özellikle kredi kartına getirilen taksit kısıtlaması bizi etkiledi.”
Kapımız enerji verimliği ile ilgili her türlü
işbirliğine açık.
Enerji verimliliği ile ilgili bilinçlendirme çalışmalarının
önemine dikkat çeken Özcan Aydilek “Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmıyor.
Hükümet, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve en önemlisi de tüketicinin
ortak bir şekilde hareket ederek ülkemiz ve geleceğimiz için enerji
verimliliğini sağlaması gerekiyor. Biz işbirliğine hazırız. Kapımız enerji
verimliği ile ilgili her türlü işbirliğine açık.” ifadelerini kullandı.
Aydilek, tüm buzdolaplarının A+++ enerji verimli
muadilleri ile değiştirilmesi durumunda sağlanacak yıllık enerji tasarrufunun
Keban Barajının yaklaşık 2 yıllık enerji üretiminden fazlasına eşdeğer
olacağına da dikkat çekti.
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı
Sn.Özcan Aydilek Konuşması ise şöyle;
“Kısaca derneğimize değinirsek;
Tam 29 yıl önce, 1986 yılında sektörün önde gelen beyaz eşya
firmalarının bir araya gelmesi ile Beyaz
Eşya Sanayicileri Derneği kuruldu.
Dernek 1999 yılında, Avrupa Birliği sektör üst kuruluşu
olan CECED’e (European
Committee of Domestic Equipment Manufacturers) üye oldu.
Bunun üzerine de Bakanlar Kurulu
kararı ile Türkiye adını kullanma
iznini alıyor ve Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD)
olarak adını değiştirdi.
Amacımız
Nedir?
Türkiye’de Beyaz Eşya Sanayinin geliştirilmesi,
Ulusal ve uluslararası standartlarda hizmet kalitesinin yükseltilmesi,
İhracatın
artırılması,
Üretilen markaların
uluslararası yelpazede tanınmış
markalar haline getirilmesi ve
Sektörün teknolojik gelişmesini sağlanması
Derneğimizin 6 üyesi var.
Ama bu 6 üye hakikaten sektörün amiral gemileri... Çünkü sektörün
% 90 ‘nını üyelerimiz temsil ediyor. Arçelik, BSH, Candy Group,
Indesit, Demirdöküm ve Vestel.
Bu 6 firmanın da markalarını bu slaytımızda görüyorsunuz.
Tabi bu
markalar sadece Türkiye'de değil dünya çapında
da bilinen, tanınan ve güvenilir
markalardan oluşuyor.
TÜRKBESD olarak biz 6 adet ana ürün üretiyoruz.
Bunlar; buzdolabı, derin dondurucu, çamaşır makinesi, fırın, bulaşık makinesi ve
kurutucu.
Bir yanlışlığa mahal vermemek için
söylüyorum, üye firmalarımız küçük ev aletlerini de üretmelerine rağmen istatistiksel olarak bizim sektör olarak veri
kabul ettiğimiz ürünler bu 6 ana üründen oluşuyor.
Sizlere sektör ile ilgili kısa kısa
bazı rakamlar vermek istiyorum. Böylece sektörün
büyüklüğünün de bir kez daha altını çizmiş oluruz.
Bugün Türk Beyaz Eşya sektörü 22,5 milyon adetlik üretimi ile Avrupa’nın da
1 numaralı üreticisi konumundadır.
Bu üretiminin yüzde 75’ini de sayısı 120’yi geçen ülkelere ihracat yapmaktadır.
Eskiden beyaz
eşya üretim üssü olarak bildiğimiz Almanya'yı ve İtalya'yı geride bırakmıştır. Bu başarıya sağlam altyapı, teknolojiyi çok iyi kullanan fabrikalarımız ve kalifiye
işgücümüz ile ulaştık.
Yani biz çok değil, az biraz
destekle hem üretim
rakamlarımızı hem de ihracatımızı
artırarak bir dünya devi
olabiliriz.
Bu zor değil. Avrupa’da lider
konumuna gelmiş bir sektörden bahsediyoruz.
Bakın; sektörün son 10
senesini değerlendirirsek;
2004’den bu yana üretimimizde %100’lük bir artış olmuş.
Her sene
yüzde 6 oranında büyüme sağlamışız.
Bu büyüme oranları ile gidersek bile
bizim 2023 yılı için hedefimiz yıllık
40 milyon adet üretim yapmak.
2014 yılını değerlendirirsek;
Beyaz eşya sektörünün genel olarak
üretim miktarlarına baktığımızda geçen
seneye oranla %3 civarında bir büyüme gerçekleştirdiğini görüyoruz.
İhracat verilerimiz de 2013 yaşanan
daralmanın ardından bizi sevindiren seviyelere yükseldi. 2014 yılında ihracatta %5 oranında bir büyüme
yakaladık.
Ancak iç satış rakamlarımız da %2 oranında bir düşüş oldu.
Bunun nedeninin; 2014 yılının ilk yarısında yaşanan durgunluk ve
bunun yanısıra, finansal enstrümanlara
özellikle kredi kartına getirilen taksit kısıtlamasının etkisi olduğunu
düşünüyoruz.
Tabi biraz
daha geriye gidip nerden nereye geldik dersek;
Türkiye’de beyaz eşya sektörünün temelleri 1959 yılında daha sanayileşmenin henüz yeterli gelişmeyi sağlamadığı bir dönemde atıldı.
İlk üretim tesisinde 38 işçiyle günde 15 adet çamaşır makinesi
kapasitesiyle üretime başlandı.
Geldiğimiz noktada, yılda 15 adet çamaşır makinesinden bugün
sektör 1 dakikada 90 adet beyaz eşya üretimi yapıyor.
Bu çok ciddi bir gelişme.
Günümüzde beyaz
eşya sektörü üretim yapısı, istihdama
verdiği katkı ve ihracattaki etkinliği ile Türkiye’nin hem yüz akı hem de lokomotifi olan bir
sektördür.
40
bin kişiye direkt olmak üzere toplamda 500 bin kişiye istihdam sağlıyor
15000 civarında bayi ve 3500 civarında yetkili servisi var
Sektörde 500'e yakın yan sanayi/tedarikçi bulunuyor.
Ve son 5 yılda patent başvurusu 1500’leri geçiyor.
Bir diğer önemli konu ve bizim dernek
olarak en önem verdiğimiz konuların başında Enerji Verimliliği geliyor.
Çünkü
ülkenin aslında en önemli sorunu enerji!
Ülkemizde üretilen elektrik enerjisinin yaklaşık %24’ü evlerde
tüketiliyor. Evlerde kullanılan elektrikli
ev aletleri de evlerde harcanan bu enerjinin yaklaşık %60’ını tüketmektedirler.
Yani sadece bu oranları
düşündüğünüzde bile enerji
verimliliğinin önemi ortaya çıkıyor. Bugün Türkiye için enerji maliyetlerini azaltmanın ne kadar hayati bir durum olduğunu hepimiz
biliyoruz.
Türkiye ekonomisinin bağımlı olduğu
ve kronik bir şekilde ithalatın en
büyük kalemini enerji oluşturuyor.
2014 yılında enerji faslında 54.906 milyar TL’lik bir ithalat
gerçekleştirmişiz. Dış Ticaret açığımız
ise 84.508 milyar TL olmuş. Yani dış
ticaret açığımızın %65’i enerji ithalatı nedeniyle ortaya çıkmış. İşte
bu noktada enerji verimliliğinin önemi
ortaya çıkıyor.
Tabi enerji verimli ürünlerde
halkımız tarafından en fazla düşünülen
konu maliyet yüksekliği.
Evet, belki de haklılar. Enerji
verimliliği yüksek bir cihaza yapılan yatırım
maliyeti daha fazla, ama cihazın
10–15 yıllık kullanım ömrü boyunca sağlayacağı enerji tasarrufu ödenen
parayı geri kazandırmaktadır.
Biz TÜRKBESD üyeleri olarak bu
konuyla ilgili birçok çalışma yapıyoruz
ve projemiz var. Bu çalışmalarımızla Türk ürünleri global platformda da enerji verimliliğinin liderleri arasındadır.
Biz sadece ürünlerimiz enerji verimli ürünler
demiyoruz. Her bir ürünü de yeşil binalarımızda, fabrikalarımızda üretiyoruz.
Yani sektör üretimde de enerji
verimliliğine katkı yapıyor.
Bir örnek
vermek istiyorum; bakın sadece buzdolaplarını düşünün:
Tüm buzdolaplarının A+++ enerji verimli muadilleri ile
değiştirilmesi durumunda sağlanacak yıllık
enerji tasarrufu, Keban Barajının yaklaşık
2 yıllık enerji üretiminden fazlasına eşdeğerdir.
Türkiye bu tasarrufu yapmalı, Türkiye’nin artık kaybedeceği bir vakti yok.
Bırakın kaybetmeyi gideceği hedefe de koşarak gitme vakti.
Peki ne
yapılmalı? Öncelikle; tüketici enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirilmeli Ancak;
enerji verimliğinde bilinçlendirme farklı
platformlarda eşzamanlı olarak koordinasyon içinde yapılmalı.
Arkadaşlar; Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmıyor….
O nedenle, hükümet, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve en önemlisi de
tüketicinin ortak bir şekilde hareket ederek ülkemiz ve geleceğimiz için
enerji verimliliğini sağlaması gerekiyor.
Biz
işbirliğine hazırız. Kapımız enerji verimliği ile ilgili her türlü işbirliğine
açık.
Biz Sayın Enerji Bakanımız Taner Yıldız’ın da enerji verimliliği ile ilgili ne
kadar hassas olduğunu ve bu konuyla bizzat kendinin uğraştığını çok iyi biliyoruz.
Bu konuda
özellikle sizlerden ve hükümetimizden
destek istiyoruz. Enerji
verimliliği yüksek olan ürünleri alalım. İnanın ki uzun dönemdeki kârınız daha yüksek oluyor.
Ama tabi ki bizi zorlayan bazı noktalar mevcut.
Öncelikle
ÖTV: Artık Beyaz Eşya lüks tüketim malı olarak sayılmamalı. Bugün köylerimize
gidin buzdolapsız bir ev
göremezsiniz. O nedenle sanayide büyüme rakamlarının pek de iyi gitmediği bu
dönemde piyasalar da hem reel anlamda
hem de moral etkisi olacağına inandığımız ÖTV indirimini hükümetimizden
bekliyoruz.
İkincisi; özellikle enerji verimli ürünlerin kullanımında biz
desteğin aslında tüketicilerimize verilmesini istiyoruz.
Tabi Euro/Dolar paritesinde gerileme gibi
sorunlar sektörün büyümesini
etkileyecektir diye düşünüyorum.
Yani
ihracat rakamlarımızda bir gerileme olmasa bile pariteden dolayı dolar karşılığı düşük
olacaktır. Çünkü sektörümüz dolar ile alıp Euro ile satış yapmaktadır.
Kredi
kartına gelen taksit kısıtlaması da öncelikle tüketicileri sonra da bizleri
mağdur etmiştir.
Bir diğer
sorunumuz da; Lojistik ve nakliye giderlerinde sıkıntı yaşıyoruz. Bunlar da bizi
rekabette sıkıntıya düşürüyor.
Biz sıkıntıya düşerken başka ülkelerin yıldızı parlamaya
başladı. Sektör Avrupa’da Almanya ve
İtalya’yı gerilerde bırakırken karşımıza Polonya çıktı. Birçok üretici üretimlerini Polonya’ya kaydırmaya başladı.
Neden Polonya? Aslında işçilik
maliyetleri aynı ancak lojistikte
bizden bir adım öne çıktılar.
Her yerde
söyleniyor, en öncelikli hedef üretim- Türkiye üretim odaklı bir büyüme sağlamalı- Peki
bunu nasıl gerçekleştireceğiz?
1980’lerde bizimle aynı gelişmişlik
düzeyinde olan Malezya, Singapur, Güney
Kore gibi ülkeler nasıl gelişti? Bu ülkelerin gelişme süreçlerini incelerseniz kalkınmalarını Ar-Ge’ye verdikleri önem ve devletin sanayiciye verdiği büyük destekler
ile sağlandığını görürsünüz. Aslında Kalkınma Planı’nda beyaz eşya sektörü stratejik sektör olarak
belirlendi. Ancak bu sadece planda
kalmamalı, sektörün açıkça önemi vurgulanmalı.”
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder