TÜRKİYE
İNOVASYON HAFTASI 2013
HABER/SİM ASLANOGLU
HABER/SİM ASLANOGLU
Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) tarafından 28-29-30 Kasım 2013 tarihlerinde ICC - İstanbul Kongre
Merkezi’nde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası “Gelecek İstanbul”da
sloganıyla kapılarını açtı. Açılış konuşmasını TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve
TC Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın yaptığı etkinlikte hedef geçen sene 15.000
kişi olan katılımcı sayısını 20.000 kişiye çıkarmak ve şirketlerden
üniversitelere teknoparklardan Ar-Ge merkezlerine kadar geniş bir yelpazede
katılımcıya sahip olmak.
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi konuşmasında TİM’in 20 yıl önce kurulduğunu ve 57 bin ihracatçının
temsilcisi olarak 2023 yılında5000 milyar dolarlık ihracata ulaşmayı
hedeflediklerini belirtti. Sn.Büyükekşi Türkiye’ye ve Türkiye’nin gücüne inandığını
belirterek, Türkiye İnovasyon Haftası ile teknoloji, bilim, tasarım, kent,
dijital pazarlama, enerji gibi farklı konularda kamu, özel sektör ve sivil
toplum kuruluşlarını bir araya getirerek inovasyona dayalı aktivitelerini
desteklerini belirtti. İnovasyonun 21.
yüzyılın yeni dinamiği ve Dünya ticaretinin geleceği olarak betimleyen
Büyükekşi, inovasyonun hem şirketlerin hem de ülkelerin büyümesi için hayati
önem taşıdığına vurgu yaptı.
Google’ın proje
gurubu Google X’in kurucusu ve Udacity CEO’su olan Prof Dr Sebastian Thrun’un
sunumuyla katılımcıları etkilediği konferansta, Google’ın “Junior” adındaki
insansız otomobili, Google Glass akıllı gözlük ve internet üzerinden online
dersler ile eğitim ve kariyere yön vermeyi mümkün kılan Udacity projeleri
hakkında bilgiler verdi. Dr. Thrun, inovasyon için denemek ve başarısız
sonuçlar da alınsa denemekten vazgeçmemek gerektiğine dikkat çekti. Son 20-25
yılda pek çok sürücüsü olmayan otomobil tasarlandığını ancak başarısız olan
birçok proje de olduğunu belirten Thrun bir prototip yaptıkları, daha sonra
projeyi Google ile geliştirmeye devam ettiklerini söyleyerek trafik kurallarına
uyan yola, yayalara ve çevreye duyarlı bir otomobil geliştirmeyi başardıklarını
belirtti. Dr.Thrun “1000 millik bir rota belirledik ve bu rotayı tamamlayana
kadar durmamaya karar verdik. Hiç kaza yapmadan 700 bin mili tamamladık. Artık
eşim tatile giderken “arabayı sen değil Google kullansın” diyor” diyerek
kaydettikleri başarıyı ve araca duydukları güveni vurguladı. Google Glass projesine ilk başladıklarında
gözlüğe monte edilmiş bir telefondan yola çıkarak kullanıcıların bu ürünü
kullanması için isteyecekleri özellikleri belirleyerek hedeflerine ulaşmak için
her seferinde ürünü biraz daha geliştirip bugünkü haline ulaştıklarını anlattı.
Stanford Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Bölümü’nde profesör olan Thrun,
Udacity ile bir anda 160.000 öğrenciye ders verir hale geldiklerini,
öğrencilerin dersi istedikleri zamanda dinleme, anlamadıkları yerleri tekrar
dinleme ve ilerleyen zamanda ihtiyaç duyduklarında geri dönüp tekrarlama ve
düşük maliyet özelliklerinden dolayı bu sistemi tercih ettiklerini
belirlediklerini söyledi.
Kök hücre üzerine çalışmaları
ve 3D yazıcı ile yaşayan hücrelerle insan organı yaratmayı başarmış Wake Forest
Enstitüsü Rejeneratif Tıp Başkanı Prof Dr Anthony Atala, gelecekte insanoğlunun
kendini kertenkele gibi yenileyememesi için bir neden olmadığını söyledi. İlk
organ naklinin 1954 yılında Harvard’da yapıldığını söyleyen Dr Atala, 2004
yılında ilk defa bir insana takılabilecek bir organ olarak mesaneyi laboratuar
ortamında geliştirdiklerini belirtti. Yakın gelecekte yazıcılardan çıktı alır
gibi organların da 3D yazıcılardan çıkarılabileceğini belirten Dr Atala,
hasarlı doku/organa göre farklı yöntemler izlendiğini anlattı. Dr Atala “Küçük
alanlardaki hasarlı dokular için köprü görevi görecek bir medikal malzeme
yardımı ile rejenerasyon ile dokunun yeniden oluşması sağlanır. Cilt yanıkları gibi yaraların üzerine sprey
sıkılarak tedavi edilebilir. Küçük hasarlarda sadece bir malzeme yeterli ama
büyük defektlerde bio malzeme+hücre gereklidir. Rejenerasyon yapılacak organdan
hücreler alınıp DNA’daki T’ler ayrılarak laboratuar ortamında hücreler
geliştirildikten sonra defekt olan bölgeye birlikte yerleştiriliyor. Kan damarı
oluşturmak için de benzer çalışma yapılıyor. Mide ve mesane gibi organlar daha
kompleks yapıda olduğundan süreç daha farklı” dedi. 3D yazıcılardan 10 yıl önce
2 kapakçıklı bir kalp yapıldığı belirten Dr Atala, kalp hücrelerinin 48 saat
sonra atmaya başladığıni, önceleri ayrı ayrı atan hücrelerin zamanla aynı
ritimde birleştiğini ve normal kalp hızı ile aynı hozda atmaya başladığını
kaydetti. Günümüzde yazıcıların artık çok sofistike olduğunu Dr Atala, geliştirilen teknoloji ile hastanın yattığı
yerde röntgen cihazı gibi yarasının tarandığı ve defekt olan bölge için direkt
vücut üzerine dokuyu oluşturacak bir yazıcı üzerinde çalıştıklarını ve yakında
hastalar üzerinde kullanılabileceğini belirtti.
Marka ve Kurumsal
kimlik Danışmanı olan Wally Olins, “Marka sadece logo, sembol, etiket, slogan
değildir. Marka ait olmak ve aidiyet ifadesidir, duygularla alakalıdır ve
fikirlerin ifadesidir” diyerek markayı kalitesini ve fiatını iyi olduğunu
bildiğimiz için aldığımızı vurguladı. İnovasyonun sürekli olduğu için sanki
normalmiş gibi göründüğünü söyleyen Olins, Mısır’da yaklaşık 3000 yılda büyük
değişiklik olmadığını, inovasyonun bu yüzyılın tanımı olduğunu söyledi.
İnovasyonun ülkeler için önemli bir rekabet alanı haline geldiğini söyleyerek
moda deyince İtalya, mekanik deyince Almanya’nın aklımıza geldiğini “Designed
by Apple California, Assembled in China” örneği ile verdi. Yakın geçmişte
ekonomik olarak Türkiye ile benzer değerlere sahip olan Güney Kore’nin dünyanın
2. İnovatif ülkesi olduğunu Samsung, LG, Hyundi, Kia gibi dünya markalarını
çıkardığını söyleyen Olins, Türkiye’nin elinde bütün kaynakların bulunduğunu
söyledi. Kamu, özel sektör ve üniversitelerin bir araya gelerek kendi
Samsung’unu yaratması gerektiğini söyledi.
Dünyaya Yön Veren
Türk Mucitler panelinde, UCLA Üniversitesi Bio ve Nano Fotonik Laboratuarı’ndan
Prof Dr Aydoğan Özcan, Columbia Üniversitesi Fizik ve Biyoloji Temelli
Disiplinlerarası Araştırma Programları Yöneticisi Prof Dr Özgür Şahin, Muz
Kabuklarından Biyoplastik Üretimi projesi ile Google Mucit ödülü sahibi lise
öğrencimiz Elif Bilgin ve Sigma Ar-Ge kurucusu Eray Berger buluşlarını ve
tecrübelerini paylaştılar. Toplam 24 patente sahip olan Prof Dr Özcan artık
hepimizin cebinde olan telefonların küçük aparatlarla mikroskoplara dönüştürülerek
kan, idrar gibi farklı vücut sıvılarını incelemek için kullanılmasını sağlayan
müthiş bir buluşa imza attı. Bu sayede gelişmiş laboratuarlarda bulunan
cihazlarla yapılacak tetkiklerin cep tel ile evde, şehir merkezinden uzak ücra
yerlerde yapılabilmesini sağlayacak bu buluş pek çok kişi için hayati bir hale
gelebilir. ABD’de bir başka müthiş buluşa imza atan Prof Dr Şahin yüzeyi özel
bir aparatla tarayarak atomik çözünürlükte resim alabilen mikroskobunu nasıl
geliştirdiklerini anlattı. Bakteri sporlarının susuz kalınca kendini taşa
çevirip uzun yıllarca bekleyebileceklerini belirterek onların bu özelliğini
gözlemleyerek yaptıkları çalışmalarda suyun dolaşımının en büyük enerjilerden
biri olduğu sonucuna vardıklarını vurguladı.
sim.aslanoglu@gmail.com


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder