12.10.13

ARKIMEET 2013 KONFERANSI-YILMAZ PARLAR

PARLAR MEDYA  
ARKIMEET 2013 KONFERANSI






 



ARKIMEET 2013  KONFERANSI DÜNYA MİMARLARINI BULUŞTURDU..

ARKIMEET 2013, Türkiye'den ve dünyanın önde gelen kentlerinden İstanbul'a gelen birçok mimara ev sahipliği yaptı. İşte ARKIMEET'e damgasını önemli başlıklar...

7-8 Ekim tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi nde gerçekleştirilen etkinliğin ikinci ve son gününe, son yılların en çok ses getiren projelerinden Zorlu Center damgasını vurdu.

Katılımcılar, ARKIMEET kapsamında gelenekselleşmesi hedeflenen oturumlardan biri olan 'Zaman Tüneli nde mercek altına alınan Zorlu Center projesinin mimarı Emre Arolat tan dinleme fırsatı buldu. Zorlu Center projesinin Türkiye de mimarlık alanında en çok konuşlan projelerden biri olduğunu söyleyen Arolat, “Zorlu Center Projesi nin kamuoyuyla paylaşıldığı 2007 yılından bu yana çok fazla kötü muameleye maruz kaldık. Arkimeet te konuşma teklifi bize geldiğinde çok mutlu olduk. Çünkü kendimizi ve yapmış olduğumuz işi, genç mimarlara daha yakından anlatma şansı yakaladık '' dedi.

Projeyi ilk duyduğunda çok şaşırdığını ifade eden Arolat, yaklaşık 117 grubun projeye başvuru yaptığını, Haluk Pamir in de içinde bulunduğu kurulun elemeleri sonuncunda 15 gruba projeyi tasarlama imkanının verildiğini söyledi. Arolat, “Projeyi farklı bir boyuta taşımak için sunum yerine 54 dakikalık bir film gösterimi yaptık ve bu bize projeyi kazanma imkanı sağladı '' diye açıkladı.

Dünyaca ünlü mimarlar Mateo ve Gautrand İstanbul da…

ARKIMEET 2013 ün en önemli gündemlerinden biri "Mimarlar İstanbul'da Buluşuyor" konferansı oldu. Konferans serisinde yer alan Josep Luis Mateo ve Manuelle Gautrand bilgi birikimlerini ve tecrübelerini genç mimarlarla paylaştı.

ETH Zürih'te mimarlık kürsüsünde profesör ve MateArquitectura'nın kurucusu olan Josep Llois Mateo konuşmasında doğa, kent ve mimarlık olgularının kendi mimari üretimi üzerindeki etkilerinden ve ofisinin gerçekleştirdiği 5 projesinden örnekleme yaptı ve projelerinin başlangıç noktalarında doğadan ilham aldıklarını söyledi.

Mimarlar İstanbul da Buluşuyor konferansının ikinci konuşmacısı Manuelle Gautrand ise yenilikçi mimari konusunda çok önemli işler yaptıklarını ve yeni yaşam tarzları yaratmak için ayrı ayrı programlar tasarlamayı kendilerine ilke edindiklerini söyledi. Gautrand, "C42" Citroen Falgship Showroom ve tarihi bir tiyatro binasını modern bir sanat ve müzik merkezine dönüştürme projesi olan The Gaité Lyrique den bahsetti.

Charles Landry İstanbul u metrobüsle tanıdı

Bu yıl ARKIMEET in en özel konuklarından biri, kentlerin geleceği ve yaratıcı bir şekilde yeniden keşfi için uluslararası bir otorite olan Charles Landry oldu. Konuşmasına ARKIMEET'in ilk gününde yaptığı İstanbul gezisinden bahsederek başlayan Landry, trafikte kaldığını ve şehri tanıması için bunun iyi bir fırsat olduğunu söyledi. Landry, metrobüsü çok sevdiğini vurguladı.

Her kentin farklı bir enerjisi olduğunu ve bu enerjinin kenti hissettirdiğini söyleyen Landry, “Şehirlerde ilk izlenimler her zaman önemlidir. Çünkü kentlerde çok fazla insan yaşıyor ve bunların hepsi aynı değil. Trafikte kaldığım sürece İstanbul un yenilenme arzusunu gördüm '' dedi. Bir kenti yaşanabilir kılan detaylara da değinen Landry, 'normal insanların isteklerinin, kenti değerli kıldığını ve kentin ortak yaşamına, çok kültürlülüğüne sahip çıkan tasarımların kente o atmosferi kazandırdığını belirtti.

“Mimarlar ve mühendisler karbon salımının yüzde 40 ından sorumlu ''

Sürdürülebilir Tasarımlar Konferansı ise Duygu Erten'in moderatörlüğünde, Selçuk Avcı, Engin Ayaz ve Chip DeGrace nin katılımıyla gerçekleşti. “İngiltere'nin En İyi 50 Genç Mimarlık Ofisi Rehberi"nde yer alan Avcı Mimarlık ın kurucusu Selçuk Avcı, sürdürülebilirlik kavramının geçmişten bugüne hikayesini anlattı. Mimarların ve mühendislerin karbon salınımın 40 dan sorumlu olduklarını ve modern mimarinin yanlış tasarımlarla çok farklı boyutlara ulaştığını söyleyen Avcı, “Dünya genelinde sürdürülebilir mimarinin çok iyi örnekleri var. Harran Evleri, Ab-Anbar (İran), Costozza (İtalya), evlerini örnek olarak gösterebiliriz. Bu evler iklimlendirmede ve enerjiyi etkili kullanmada çok önemli yerleşkelerdir '' dedi.

Şafak Pavey den çarpıcı İstanbul yorumu

Her bir slaytın 20 saniyede anlatılmaya çalışıldığı bir etkinlik olarak izleyicilere keyifli dakikalar yaşatan Pecha Kucha da ise Yaşar Adanalı, Ali Taptık, Ertuğ Uçar, Koray Çalışkan, Ömer Selçuk Baz ve Arman Akdoğan'ın sunumları büyük beğeni topladı.

Oturumun kapanış konuşmasını ise İstanbul milletvekili, gazeteci-yazar Şafak Pavey yaptı. “İstanbul'un bir çiviye bile dermanı kalmadı '' diyen Pavey, "Kendi Güzelliğinin Kurbanı İstanbul" başlıklı konuşmasında, İstanbul'a yapılan tüm müdahaleleri ağır yaralı birinin defalarca bıçaklanmasına benzetti. İstanbul'a gereken değerin gösterilmediğinden yakınan Pavey, “Binlerce yıldır İstanbul da yaşayanların çok şanslı olduklarını düşünüyorum. Çünkü İstanbul tarih boyunca kültür başkenti olma özelliğine sahiptir '' dedi. Konuşmasını bir kentin ödül alabilmesi için trafik ve yollarının yeterli olmadığını belirterek sonlandıran Pavey, kendisini dinleyen mimarlardan İstanbul'u insan ölçeğinden uzak mimarilere mahkûm etmemelerini istedi.

“Yeni mimarlar, çalışmalarını orta sınıfın hayallerine göre şekillendirmeli ''

“Yerel ve Küresel Arasında Mimarlık: Global Bir Bakış '' adlı oturumda Hollanda Berlage Enstitüsü Direktörü Nanne de Ru, farklı ülkelerdeki mimari ve araştırma projelerinden bahsederek yerel sermaye ile proje yapma şansının çok az olduğunu belirti. Nanne de Ru, “21. yy mimarlarının daha fazla çalışması gerekiyor. Dünya genelinde orta sınıf çok önemlidir. Çalışmalarımızı onların hayallerine göre şekillendirmemiz gerekiyor. Türkiye nin artan orta sınıfın alım gücü hızla artıyor. Bu sebeple gecekondular yıkılarak, konut projelerine geçiliyor '' dedi.

Oturumun ikinci konuşmacısı olan Stefano Rabolli, dünya genelinde 1.037 tane müzenin haritasını çıkardıklarını söyledi. Ürettikleri ürünler kapsamında yerel ve küresel yakınlaşmalardan bahseden Rabolli, “jeopolitik olarak çok fazla kurumla çalıştık ve sanatçılarımızdan istediğimiz şey çalışma yaptığımız alanda yerel halkı her zaman işin içine dahil etmeleri oldu '' dedi. 60 lı yılların modern mimarinin şekillendirilmesindeki son yıllar olduğunu söyleyen Rabolli, “Kentsel dönüşümlerin ardında finansal güçler çok önemlidir. Bizim çalışma yaptığımız alanlarda kimse yaşamak istemiyor. Biz de bu binaları kullanarak sürdürülebilirlik çerçevesinde dünyaya geri kazandırmaya çalışıyoruz '' diye konuştu.


yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder