Sim Aslanoğlu Haberi GAIT 2015 Yeşil, Erişilebilir, Akıllı Ulaştırma Sürdürülebilir Ulaşım İçin Türkiye-AB Ortaklığı Semineri 8-9 Ekim 2015 tarihlerinde İstanbul’da Grand Cevahir Hotel ve Kongre Merkezi’nde yerli ve yabancı pek çok uzmanın katılımı ve TC Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Embarq, European Commission, UITP Advancing Public Transport desteğiyle gerçekleştirildi. GAIT- Green, Accessible, Intelligent Transport yani Yeşil, Erişilebilir, Akıllı Ulaştırma kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Ulaştırma Operasyonel Programı kapsamında düzenlenen seminere, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, Uluslararası Ulaşım Forumu (OECD) Genel Sekreteri José Viegas, Avrupa Birliği Delegasyonu Bela Zombati başta olmak üzere yerli ve yabancı ilgili kurumların ve üniversitelerin Başkanları ve temsilcileri katıldı. Ana konu “Sürdürülebilir Ulaşım” olmakla beraber ulusal ve kentsel boyutta karşılaşılan sorunlara AB tek taşımacılık alanında entegrasyon boyutlarında çözümler aranması da hedefleniyor. Bu seminerin 8 yılı aşkın süredir AB ile sürdürülmekte olan çalışmaların en geniş katılımlı internasyonel seminer olduğuna vurgu yapılan GAIT-2015 Sürdürülebilir Ulaşım İçin Türkiye-AB Ortaklığı Semineri’nde dünyada gelinen son nokta ve kentlerde yaşanılan problemlere uygulanan çözümler yerli ve yabancı katılımcılar tarafından paylaşıldı.
Ulaştırma Operasyonel Programı 2007-2013 dönemi için Katılım Öncesi Mail İşbirliği (IPA) kapsamında 584,7 milyon Euro, 2014-2020 dönemi için IPA-II kapsamında 442,8 milyon Euro hibe nitelikli fon tahsis edilmiştir. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yürütülen Ulaştırma Operasyonel Programı’nın üç önceliği bulunmaktadır. Demiryolu alt yapısının güçlendirilmesi, Liman alt yapısının güçlendirilmesi ve Teknik Destek. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, IPA-I kapsamında tahsis edilen hibe nitelikli fonun demiryolu rehabilitasyonuna harcandığını belirterek Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Hattı Köseköy-Gebze kesiminin rehabilitasyonu, Irmak-Karabük-Zonguldak Demiryolu Hattı rehabilitasyon ve sinyalizasyon projesi ve Cumhuriyetin ilk demiryolu olan Samsun-Kalın/Sivas Demiryolu Hattı rehabilitasyonuna harcandığına vurgu yaptı. IPA-II dönemi planında Avrupalı dostlarla daha yakın ilişkiler kurulacağını belirten Bakan Bilgin, Halkalı-Kapıkule Hattı Çerkezköy-Kapıkule kesimi inşası için kullanılacağını belirtti. Fonların sadece alt yapı için değil, tüm ulaştırma projeleri için Sürdürülebilir ve Emniyetli ulaştırma kapsamında kullanılacağını; bu dönemin yerel yönetim ve üniversiteler ile işbirliğini geliştirerek ortak projeler geliştirme dönemi olacağının altını çizdi. Daha güvenli, verimli, sürdürülebilir very alanları yöntemleri ile ilgili çalışmaların yapılacağını sözlerine ekledi.
AB Delegasyonu Bela Szombati, Sürdürülebilir Ulaşım’ın önemini vurgulayarak başladığı konuşmasında IPA-I dönemi çalışmalarından bahsetti. 2050 yılına kadar projeksiyonlardan ve “ulaşımın verimli olmasını sağlamak birinci öncelik olmalıdır, sürdürülebilir, emniyetli, effort edilebilir, ve ilgili her konuda” dedi. Yeşil ve Dengeli Ulaşım başlığı altında “Daha Yeşil Bir Ulaşıma Doğru” ve “Yol Güvenliği” Panelleri; Erişilebilir ve Kapsayıcı Ulaşım başlığı altında, Embarq yönetiminde “Yaşanabilir Şehirler İçin Daha İyi Ulaşım Politikaları” ve AB Ortaklarına Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Desteği Projesi yönetiminde “Ulaşılabilir ve Kapsayıcı Kentsel Ulaşım” Panelleri; Akıllı Ulaşım, Ulaşımda Araştırma Geliştirme başlığı altında Akıllı Ulaşım Sistemleri ve Ulaştırma’da Araştırma Geliştirme ve Veri Toplama Yöntemleri Panelleri; AB Ulaştırma Politikası ve üyelik müzakerelerinde Türkiye’deki ilerlemeler, UITP yönetiminde “AB Ulaştırma Politikalarının Türkiye şehirleri üzerindeki etkileri: Türkiye’yi neler bekliyor?”; “Daha sürdürülebilir bir ulaşım için finansman olanakları nelerdir?” konularında paneller düzenlendi.
Ulaştırma konusunda uzman yerli ve yabancı birçok temsilcinini katılımıyla düzenlenen paneller ulaşımda sürdürülebilir, daha güvenli, daha verimli ulaşım politikaları ve çalışmaları, akıllı ulaşım sistemleri, ulaşımda finansman olanakları, ulaştırmada araştırma geliştirme ve veri toplama yöntemleri gibi ortak platformda ele alınan konular hem Türkiye’nin ulaşım sisteminin gelişmesine katkı sağlayacak hem de Avrupa Birliği ile ulaşım konusunda entegrasyona katkıda bulunacaktır. info@parlarmedya.com
GAIT 2015 ARDINDAN Türkiye- Avrupa Birliği Ortaklığı ile düzenlenen GAIT 2015- Sürdürülebilir Ulaşım Semineri, ulaştırma alanında dünyaca ünlü uzmanların katılımı ile 8-9 Ekim 2015 tarihinde İstanbul’da Hotel Grand Cevahir Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. ; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin,Uluslararası Ulaşım Formu Genel Sekreteri José Viegas, Avrupa Birliği Delegasyonu Bela Tzsombati başta olmak üzere yerli yabancı ilgili kurumların Başkanları ve temsilcileri katıldı. Herkes için Sürdürülebilir Ulaşım, hedefinden yola çıkılarak düzenlenen GAIT 2015- Sürdürülebilir Ulaşım Semineri’nde, sürdürülebilir ulaşımda dünyada gelinen son nokta ve marka olmuş bazı kentlerdeki sıra dışı çözümler iki gün boyunca değerlendirildi.
Daha yeşil bir ulaşıma doğru- Yaşanabilir şehirler için daha iyi ulaşım politikaları- Yol Güvenliği- Ulaşılabilir ve Kapsayıcı Kentsel Ulaşım-AB Ortaklarına Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik “Desteği Projesi yönetiminde Akıllı Ulaşım Sistemleri-Avrupa Birliği Ulaştırma Politikası ve üyelik müzakerelerinde Türkiye’deki ilerlemeler-Ulaştırmada Araştırma Geliştirme ve Veri Toplama Yöntemleri-AB Ulaştırma Politikalarının Türkiye şehirleri üzerindeki etkileri-Türkiye’yi neler bekliyor-UITP yönetiminde- Daha sürdürülebilir bir ulaşım için finansman olanakları nelerdir konulu temalar işlendi. Panel düzenlendi; AB Delegasyonu Dr. Göktuğ Kara Moderatörlüğünde, Fransız Kalkınma Ajansı Carine Megueulle, Dünya Bankası Stephen Karam, AB Delegasyonu François Begeot, Avrupa Yatırım Bankası Massimo D’Eufemia, panelin konuşmacılarıydı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, 2007 yılından itibaren günümüze “Ulaştırma Operasyonel Programı” aracılığyla Avrupa Birliği ile mali işbirliği sürecini Program Otoritesi olarak yürütüyor. Bu kapsamda, ulaştırma sektörüne 2007-2013 yıllarını kapsayan IPA-I dönemi için 584,7 milyon Euro; IPA-II olarak adlandırılan 2014-2020 dönemi için ise 442,8 milyon Euro hibe nitelikli fon tahsis edildi. Bu meblağın kullanılması, kişilerin ulaşım anlamında hayatlarını kolaylaştırmayı,, yol emniyetini artırmayı, kazaları önlemeyi, kirliliği azaltmayı,ve ulaştırma planlama süreçlerini iyileştirmeği amaçlıyor. Avrupa Birliği ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı iş birliğiyle “Yeşil, Erişebilir, Akıllı Ulaştırma” temasıyla düzenlenen “GAIT 2015 – Sürdürülebilir Ulaşım İçin Türkiye-AB Ortaklığı Semineri”nde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, “Ulaştırma Operasyonel Programı”nın uygulanmasından sorumlu otoritedir. Avrupa Komisyonu’nun 2007 – 2013 dönemi için Türkiye’ye ulaştırma altyapı projelerinde kullanılmak üzere yaklaşık 585 milyon avro hibe nitelikli fon tahsis edildi. Bu fonun, demiryolu ağlarının en önemli noktalarında yer alan üç büyük ölçekli projenin yüzde 85 oranındaki finansmanı için kullanıldı. Fon kullanılımında Bakanlığımız oldukça başarılı bir performans sergiledi. Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA)-I döneminde demiryolu alanında kullandığımız ilk fon, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Hattı’nın Köseköy-Gebze Kesimi’nin rehabilitasyonu projesinde olmuştur. Hizmete açtığımız bu hat, IPA fonlarının Türkiye’deki en başarılı ve Türkiye – AB mali iş birliğinin en önemli ayaklarından birisini oluşturmuştur” dedi.
Bilgin “Bu dönem projelerinin ikincisi, Türkiye’nin en önemli ve stratejik yük akslarından biri olan Irmak-Karabük-Zonguldak Demiryolu Hattının yeniden yapımı” şeklinde projenin değerlendirileceğini gelecek yılın ilk aylarında tamamlanacak bu proje ile 220 milyon avroluk bir IPA fonunu kullanılacağını belirtdi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, dönemin üçüncü projesinin ise “Cumhuriyetin ilk Demiryolu Projesi olma özelliğini taşıyan Samsun-Sivas/Kalın Demiryolu Hattının yeniden yapımı ve modernizasyonu ile ilgilidir. Bu projenin bir diğer özelliği, 228 milyon avro ile Avrupa Birliğinden bugüne kadar herhangi bir aday ülkeye tek kalemde sağlanan en yüksek bedelli fon miktarına sahip olmasıdır. Geçtiğimiz ay sonu itibarıyla da bu projenin başlangıcını yaptık. İnşallah 2017 yılı sonunda projeyi tamamlayacağız. Böylelikle Bakanlığımıza 2007-2013 dönemi için tahsis edilen 584,7 milyon avronun yüzde 94’üne tekabül eden 552,3 milyon avroluk kısmı, sözleşmeye bağlanmış bulunmakta.”olduğunu vurguladı. IPA ile kazanılan tecrübe ile “2014-2020 yıllarını içeren bu dönemde ülkemiz ulaştırma sektörüne 442,8 milyon avro hibe fon sağlanacak. Ulusal bütçemizden yapacağımız katkıyla birlikte düşündüğümüzde IPA-II döneminde Ulaştırma Operasyonel Programı kapsamında toplam 520 milyon avro tutarında yatırım yapılacak. Bu vesileyle Halkalı-Kapıkule Demiryolu Hattı’nın Çerkezköy-Kapıkule Kesimini, IPA-II fonları ile yapmak arzusunda olduğumuzu burada AB Delegasyonu’ndan dostların önünde bir defa daha belirtmek isterim.”dedi “Bu fark, söz konusu hibe miktarının sadece altyapı projelerinde değil ulaştırmanın her alanında kullanılabilecek olmasıdır” dedi. IPA-II dönemi hibelerinin nasıl kullanılması gerektiği konusunda yol haritaları çizilen Seminerin gündemini; sürdürülebilir, erişilebilir, çevre dostu, engellilerin erişimini de kolaylaştıran, sosyal faydası yüksek tüm ulaştırma projelerinin yerel yönetimler ve üniversiteler ile iş birliğini hedefleyen ortak projeleri geliştirmesine olanak sağlamak oluşturdu. Bu bağlamda uzmanlaşmış yerli ve yabancı pek çok katılımcı ile oldukça verimli sonuçlar üretilen oturumlar düzenlenerek,Tüm dünya ve Türkiye için daha verimli, daha güvenli, daha sürdürülebilir ulaşım politikaları, akıllı ulaşım sistemleri, yeni finansman olanakları, veri toplama yöntemleri gibi çok önemli konular tartışıldı.Seminer, Geleceğe yönelik stratejiler belirlenmesinde ışık tutacakdır. yilmazparlar@yahoo.com
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, “Dünyada yeni bir kırılma dönemi ... Türkiye, bu değişimin merkezinde. Bölgemiz küresel yapılanmanın temel belirleyicisi.” İstanbul Ticaret Odası (İTO) ekim 2015 ayı meclis toplantısı 8 Ekim Perşembe günü İTO meclis salonunda gerçekleşti. İTO Meclis Başkanı Şekib Avdagiç açılış konuşmasında; Güçlü, istikrarlı, ekonomiye güven verecek bir hükümetin tesis edilmesi, siyasette istikrar, ekonomide büyüme getireceğine ve Ülkede huzur olabileceğin altını çizerek, seçimlere atıf yaptı. İstanbul'un kurtuluşunun 92. yılını ve Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı. Prof. Dr. Aziz Sancar kimya alanında Nobel ödülüne layık görülmesininden kıvanç duyduğumuzu bildirdi. 19. Dönem 3. Çalışma Toplantısı için Başarılar diledi. Düşünce ve Proje Üretim Akademisi DÜPA'yı ve Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi'ni hayata geçirmesinin oylamaya geçireceğini söyledi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Ekonomik tetikçiler sahnede, Trans-Pasifik anlaşması üzerinde mutabakat sağlandı, Küresel arenada sert rekabet dönemi, Yapısal reformlar temel önceliğimiz, FED'den beklenen faiz artışı gelmedi, Ticari Faaliyet Endeksimiz, ekonomideki gidişatı önümüze seriyor gibi başlıklar altında konuşmasını yürüttü. Dünyada dengelerin yeniden inşa edildiğini, Ticaret dengelerin yeniden tesis edildiğini, son bir haftalarda görülen ve yaşanılanlar bunun yansıması olduğunu, Suriye'deki denklemlerin içinde Rusya'nın da askeri bir unsur olarak yer alması bunun ispatı olduğunu kullanarak Suriyeli mültecinin "Dünya herkesin değil mi?” mesajının gerçekliğini gözler önüne serdiğini ifade etti.
Rusya ile Türkiye arasında yaşananlar hakkında "Yeni bir dünya düzenine geçişin inşaat çalışmaları. Bizler bu küresel inşaat işinin neresinde olacağız? Türkiye'nin politikası da bu soruya güçlü bir cevap vermek üzere çaba sarf etmektedir. Biz küresel yeniden yapılanmanın mimarları olmak durumundayız" dedi. AB nin maskesinin düştüğünü, ülkeye engel olduğunu şu şekilde açıkladı. “Küresel bir otomobil markasının emisyon ölçümü skandalını dikkatle izlemek gerekir bu küresel ölçekli bir hamle olabilecekdir. Olayın görünen yüzünde araçların olması gerekenin 40 kat üzerinde gaz salınımı gerçekleştirdiği iddiası var. Görünmeyen yüzünde ilginç şeyler var. Kyoto protokolünden, dizel araç piyasasına ve ortak pazar anlaşmalarına kadar pek çok ilişki iç içe geçmiş durumda. Anlaşılan yıllarca oynanan bu oyunda birileri düğmeye bastı ve çevre protokolleri bahaneleriyle ülkemizin önüne engeller sıralayan AB'nin maskesi düşüverdi. Bu durum AB için büyük bir gözdağı ve yeni bir değişimin habercisi."
"Türkiye yabancı yatırım miktarın artmasının göstergelerini yeniden siyasi istikrarın sağlanmasıyla "Bu durum dışarıdan da böyle gözlemleniyor olmalı ki, temmuz ayında Türkiye'ye gelen yabancı yatırım miktarı 3,4 milyar dolara ulaştı. Bu rakam son 101 ayın en yükseği. Yine bugün açıklanan Sanayi Üretim Endeksi'nde de son bir yılın en yüksek rakamına ulaşıldığını gördük. Türkiye ekonomisine ve geleceğine duyulan güveni bu göstergelerden rahatlıkla teyit ediyoruz" rakamlarla izah etti. FED'den beklenen faiz artışın gelmediğini, Ticari Faaliyet Endeksimiz, ekonomideki gidişatı önümüze serdiğini, kurdaki ve dünya ekonomisindeki belirsizliğe karşı "Oluşan yeni kur düzeyine adapte olabilmemiz için reel sektöre yönelik bir destek mekanizması geliştirilsin. Hesabını 2,70 TL'lerdeki kur düzeyinden yapan kısa vadeli döviz borcu olan iş dünyasına bir can suyu sağlansın. Bu destek farklı mekanizmalarla sağlanabilir. Merkez Bankası karını bu destek için bir fon kaynağı olarak örnek gösterdik ama bu destek için farklı kaynaklar da bulunabilir. Mesela bankacılık sistemi üzerinden alınan KKDF ve BSMV gibi vergi ve fonlar da bir yıllığına kullanılabilir. Başka bir yol enerjide, istihdam maliyetlerinde, vergide indirim sağlanabilir. Ya da kısa vadeli döviz borcu olan firmanın borçlarını devlet yeniden yapılandırabilir. Yani bu destek borç olarak verilir. Yöntem çok. Burada mekanizmayı Hazine ve ilgili bakanlıklar tasarlayacaktır. Önemli olan bu desteğin bir şekilde hayata geçirilmesi. İkinci önerimiz de mikro işletmeler için. Bugün 500 bin mikro işletmemiz var. Onlar için de şunu istiyoruz. Madem esnaflara Hazine kaynağıyla Halk Bankası üzerinden yüzde 50 faiz desteği sağlanıyor. Gelin bunu tüm şahıs firmalarına sağlayalım. Şahıs firmalarımıza da şuanda esnaflara verildiği gibi 120 bin liraya kadar yüzde 4-5 oranlarından kredi verelim” açıklamalarında bulundu. Çağlar “İstanbul Ticaret Odası olarak MIPCOM 2015'in Onur Konuğu Türkiye katılımını sağladık. Asıl mesele pastayı büyütmek, Türkiye'yi büyütmek. Reel sektöre yönelik destek mekanizmaları geliştirilsin. Güçlü, istikrarlı, ekonomiye güven verecek bir hükümetin tesis edilmesi önceliğimiz”diyerek Dünya Şampiyonu olan motosiklet sporcumuz Kenan Sofuoğlu hakkında ve Prof. Dr. Aziz Sancar kimya alanında Nobel ödülüne layık görülmesininden Ülke olarak duyduğumuz memnuniyeti dile getirdi. Cumhuriyet Bayramı için“Vatanını namus, Ülkesini şeref, Bayrağını kutsal gören milletimizin Cumhuriyet Bayramı'nı yürekten kutluyorum.”dedi. Üyelik sertifikaların dağıtımına devam ettiklerini açıkladı.
İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından rektörlük ve idari işler binası olarak kullanılan Eminönü'ndeki yerleşkenin kullanımıyla ilgili önerge için toplantıda söz alan, Grup No 59 makine ve Ekipmanları Komite Başkanı ve eski İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, meclis üyelerinden Eminönü'ndeki binayı üniversitenin kullanmaya devam etmesini istedi. DÜPA ve ilgili diğer yapılara ilişkin fikirlerin mükemmelliğini vurgulayarak desteklediğini ancak DÜPA'nın ve Bilginin Ticarileştirme Merkezi'nin faaliyetlerinin üniversitenin idari binası alınmadan yapılması gerektiğini söyledi. Üniversitenin çalışmalarını günden güne artırdığını "Binanın üniversitenin mülkiyetinde kalması, çalışmaların bu kadar hızlandığı bir dönemde çok önemli" olduğunu İki boyutda mahsurları ve hataları hatırlatdı. Ancak İTO meclisi, yapılan oylama ile ilgili binada üçlü yapının faaliyet göstermesini içeren önergeyi onayladı. Eminönü'ndeki yerleşkeyi gelecek dönemde DÜPA, Sürekli Eğitim Merkezi ve İTO'nun kuracağı Bilginin Ticarileştirme Merkezi'nden oluşan üçlü yapının kullanmasına ilişkin önerge kabul edildi. Böylelikle İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin kullandığı Eminönü'ndeki yerleşke, üniversite bünyesinde bulunan Düşünce ve Proje Üretim Akademisi (DÜPA), Sürekli Eğitim Merkezi ve İTO'nun kuracağı Bilginin Ticarileştirme Merkezi'ne ev sahipliği yapacak. Ayrıca Grup No 11 Peyzaj ve Çiçekçilik Mehmet Salih Şadoğlu,Grup No 47 Restorasyon ve İzolasyon Sultan Hızıroğlu, Grup No 42 tekstil Yan Sanayi ürünleri Yahya Uğur, Grup No 36 Örme Kumaş Çorap ve Trikotaj Mustafa Balkuv, Grup No 51 Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi Ender Yazıcıoğlu, Grup No 57 Döküm ve metal İşleme Musa Kanıtoğlu, Grup No 56 Demir Dışı metaller İbrahim Çetinkaya komiteleri hakkında bilgiler verdiler. yilmazparlar@yahoo.com
KAYIP SARAY “ADAKALE”
Osmanlı geleneklerini 500 sene canlı bir şekilde yaşatan Tuna Nehri üzerinde, Romanya ve Yugoslavya ile ortaklaşa olarak yapılan Demirkapı -Iron Gates barajının yapımıyla sular altında kalan 500 haneli küçük bir ada, Adakale belgeselin Romen Kültür Merkezinde galası yapıldı.
İstanbul Dimitrie Cantemir Romen Kültür Merkezinde 7 Ekim 2015 tarihinde Adakale Kültür Gecesi ve Sonbahar Kermesi düzenlendi. Alexandru Munteanu’un “Kayıp Saray” isimli belgesel film gösterisi yapıldı. Etkinliğe istanbul’da yaşayan Romanya’lılar, iş sanat dünyasından ve elit konuklar katıldılar. Romen Kültür Merkezi’nin yeni kültür müdürü Nadia Tunsu film öncesinde konuşma yaparak film hakkında kısa bilgi verdi.
Duygulu ve nostaljik olarak algılanabilen yapımcısı Romanya’nın resmi kanalı yapımcısı Alexandru Munteanu’nun yönetmenliğinde Adakale adası ve orada yaşayan insanları hakkında tanıklıklarından oluşan bir belgesel filmi kapsamakta olduğunu söyleyen Tunsu “Sembolik açıdan bile adanın tarihini yeniden canlandırmak peşinde değiliz. Ama en azından kısmi olarak geçmişin atmosferini geri kazandırmak istemekteyiz. Çünki bugünlerde ebediyen kaybolan o dünyayı kalplerimizde koruyanlar aslında sizsiniz.”
Bu projenin aracılığıyla hem tarihde hem de sizlerin Adakalelilerin duygusal ve ortak belleğinizde “Kayıp Saray”ının dokunaklı görüntüsünü canlı tutmak isteriz.”dedi Romen Kültür Merkezi’nin binası bir gece için etnik kimliği tekrar doğrulamak adına fırsat vererek bazen dramatik olan kaderlerinin anma mekanı olmasını istediklerini dile getirerek, “Etkinliğimiz Adakale olayına tanıkları olan Adakalelilerin ve adanın belleğini korumaya yönelik gerekli bir adımın parçasıdır.
Film gösteriminden sonra kişisel hikayelerinizi adadaki günlük hayatınızla ilgili tanıklıklarınızı kültürel ve sosyal alışkanlıklarınızı bizimle beraber paylaşmak için vesile olmasını düşünülen Adakale yaşıyor grubun kurucusu Nemci hastur.” Şeklinde takdimle destak verenler TVR Romanya resmi kanal Romanya dayanışma derneği İstanbul Ortodoks Kilisesine teşekkürlerini sundu.
Tuna Nehri üzerinde, Romanya’dan 300, Sırbistan’dan 400 metre uzaklıkta Orşova şehrinin karşısında, 1.8 km uzunluğunda, 400 m genişliğinde olan ada, 1972’de biten Demirkapı Barajı ile sular altında kaldı. Miskin dede, Eren Dede, Tezveren Dede türbeleri ve bir çok sırları ile suya gömüldü.
1967 Yılı Başbakanı Romanya’yı ziyaret eden Süleyman Demirel ‘in öncülüğünde bine yakın Adakale’de yaşayan Türk Anavatan’a getirildi. Gerisi de Temeşvar’a, Bükreş’e yerleşti Tüm Osmanlı hatırasını yansıtan Kale, mezarlık ve bazı tarihî – kültürel eserler yeniden yapılmak üzere Tuna’daki bir başka ada olan Şimian’a taşındı. Osmanlı`nın adada yaptığı kale ve tarihi yapı taşlarında küçük bir küf olmaması yıkımı esnasında herkesi hayrete düşürmüş ve şaşırtmıştır. Adadan karaya çıkan tünellere rastlanır. Osmanlı geleneklerini 500 sene canlı bir şekilde yaşatan ada halkı, tütüncülük, lokumculuk, kayıkçılık,Tuna’daki gezinti gemilerinde kahvecilik yapardı. Mimarîsi çok hoştu. Tuğla çatılı, beyaz boyalı, kârgir evleri; tek minareli camisi vardı. Adanın lokumu ve şekerlemeleri meşhurdu. Adakaleliler, kahveyi havanda döver; kumda ve külde pişirirdi. Tadı, Tuna suyundan gelirdi. Yemekler bile bu suyla pişerdi. Tuna’nın suyu şifalı kabul edilirdi. Adada tekstil, sucuk ve sigara fabrikası vardı. Sigara, puro imal edilirdi.