26.3.17

Nilüfer Çolak “SANAT DUYGUSAL ONARIMDIR....”-Özlem Yılmaz Haberi


PARLAR MEDYA  
Nilüfer Çolak “SANAT DUYGUSAL ONARIMDIR...”-

Nilüfer Çolak “SANAT DUYGUSAL ONARIMDIR....”
Dua Eden Ağaçlar, Dua Eden Balıklar,Teslimiyetle Dönen Semazenler...

Teslimiyetle Dönen Semazenleri, Dua Eden Balıkları, Dua Eden Ağaçları, Bilge Baykuşları Pozitif Reel Umutlarla tuvale yansıtan Nilüfer  Çolak, Birbirinden farklı boyutta ve tarzdaki eserleriyle hem kolleksiyonerlerin yeni gözdesi, hem de alışılmışın dışında hediye almak isteyenlerinde ilk tercihi.


Reiki çalışmaları sırasında kendini bir tuvalin önünde görmesiyle keşfettiği ve rüyalarıyla da beslediği pozitif enerjisini, sanata dönüştüren Nilüfer Çolak, mutlu renkleri, koşulsuz sevgiyi, yeni başlangıçları, kendini akışa bırakmayı, yeniden başlamayı, büyümeyi, dönüşüme katkıda bulunabilmeyi, gelişmeyi, bereketi ve üretkenliği çiziyor... Halen uluslararası bir şirketin İnsan Kaynakları Departmanında da görevine keyifle devam ediyor.......

Anne ve Babanızın vefatından sonra katlanılması zor bir sürecin içindeydiniz. Ve sanat o dönemde, ruhunuzun gıdası oldu...   
Genelde hayatı pozitif algılayan biri olmama rağmen o dönemde içsel olarak hep “birşeylerin eksik olduğu, yolunda olmadığı” hissim vardı. Kendimi mutsuz hissediyordum ve enerjimi hayata aktaramadığım için seri halinde kazalar geçiriyordum. Biriken enerji bir şekilde kırılarak veya inciterek bedenden çıkıyordu. Hayalimde canlanan tüm olumsuzluklar gerçekleşiyordu. Ne düşünürsem başıma geliyordu ve o zaman anladım kendi enerjimle bu geri dönüşleri yarattığımı.

Evrensel Yaşam ve şifa enerjisi olan reiki çalışmalarınızda kendinizi bir tuvalin önünde görmenizle, gizli kalmış yeteneğinizi buldunuz... Ve ardından rüyalarınızla ilerlediniz...Ve özel çalışmalarınızda Reiki’den ve rüyalarınızdan halen destek alıyormusunuz?
Reiki’ye ilk uyumlandırğımdan beri neredeyse 20 yıl oldu. Ve bu süre içerisinde içimdeki şifayı unuttuğum, aklımda, ruhumdan Reiki’nin geçmediği tek bir an bile olmadı. Bu bir tür “Reiki” olmak, yani evrensel yaşam ve şifanın kendisi olmak gibi birşey. Benim nefesim.


Her resmimi şifaya niyetlenerek yapmaya başlıyorum. “Kalbimi  Reiki’ye açıyorum, enerji dönüşerek akıyor ve beni iyileştiriyor, bu resme bakan herkesin içindeki şifayı kendisine yansıtması ve iyileştirmesi, içindeki sevgiyi yansıtması niyetiyle” diye başlıyorum.


Resimlerimin içinde Reiki sembollerini nadiren kullanıyorum. Eğer birine özel bir resim yapıyorsam ve hangi konuda ruhsal desteğe ihtiyacı olduğunu biliyorsam bu konuda rehberlik istiyorum ve ona özel semboller geliyor. Formları aynı gibi görünsede yüzlerce resim yapmama rağmen birbiriyle aynı olan iki resmim yok. Bir mektup yazar gibi başlıyorum. Her resim bir hikaye, bir senaryo bana göre. Sonuçta, hayatı algılayış şeklim olarak her film mutlu sonla bitsin istiyorum ve bu nedenle koşulsuz severek yapıyorum resimleri, bunun pozitif yansıdığına inancım sonsuz. Kalpten sevgiyle akan enerjinin dönüştürmemesi mümkündeğil.


Çok ilgi gören çalışmalarınıza, Şifalı Tablolar denebilir mi?...

Özelikle birini düşünerek ve ona şifa vererek yaptığım resimlere aldığım olumlu tepkiler ve etkiler inanılmaz güzel ve zaman zaman şüpheyle sorgulasam da enerjinin gerekli olan yere ulaştığını görüyorum. Benim çalışmalarım sevgi yoluyla gerçekleşiyor bu nedenle hayatın anlamının sevgiyi koşulsuzca her şeye aktarmak gerektiğine inanıyorum. Tüm çalışmalarımın özünde sevgi var, aşkvar, kabullenme ve bütünlük var. Bazı sembolleri bir süre sonra yapmıyorum çünkü misyonunu tamamlamış oluyor ve yerini yeni sembollere bırakıyor. Düşünsel olarak istesem de bir resmin aynısını yapamıyorum.

Alışılmış dışı bir tarzınız var.Siz kendinizinasıl tanımlıyorsunuz?
Hergün teşekkür ediyorum, şükrediyorum. Tarifi anlatılmaz bir armağanı bana Yüce Rabbimin. Benim gibi tamamen sembollerden oluşan resimler olmadığını gördüm şu ana kadar. Sanat eleştirmenleri, art dealer’lar bu tarsi çok uniqe buluyorlar. Benim için  “meditative tarz” Şu anda hala yaptığım tarzın nasıl adlandırıldığını bilmiyorum. Bu benim enerjimin sembollerle forma dönüşmesi, Cenabı Allah tarafından verilen bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Herkesin özünde farklı bir yetenek farklı bir güzellik vardır mutlaka. Ve bir şekilde forma dönüşüyor, dönüşmediği durumlarda insanlar kendilerini mutsuz, yorgun, tükenmiş ve depresif hissediyorlar. Enerjimi hayata aktarmama bir aracı olduğu için buruhsal farkındalığımın yani sanatımın artarak devam etmesini diliyorum. Çünkü bu olumlu  dönüşüm sadece resimlerime değil, işime, aileme ve arkadaşlarıma da aynıtempoda yansıyor.

Sanat çok emek ve zaman ister... Daha çokilgi uyandırmak için de farklı olmak gerekir. ..

"Sanatçı, sanatçıdan etkilenir mutlaka" denir...Etkilendiğiniz veya örnek aldığınız sanatçılar var mı? En çok beğendiğiniz Türksanatçılar kimler, neden?

Mutlu resimlere bakmayı seviyorum. Enerjisini yansıtan, bulunduğu yeri aydınlatan, bakıldığında “bunu yapan ..’dır “ dedirten, tarzı imzası olan resimler çekmiştir beni hep.

Gustav Klimt’in eserlerine hayranım. Derinliğiyle beni içine çeken Adnan Çok ereserlerine bakmaya doyamam.  Abidin Dino, Fikret Mualla, Avni Arbaş, Devrim Erbil eserleri bana ilham verir.

Sanat fuarlarını ve galerileri takip etmeye gayret ediyorum.
Ergin İnan, Alaattin Aksoy, Selim Cebeci, Ertuğrul Ateş, Bayram Gümüş, Jale Yılmabaşar ve  İsmail Acar gibi daha bir çok kıymetli sanatçısının çalışmalarını takip ederim.

info@parlarmedya.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder