10.3.16

TOPLUMDA KADIN KİMLİĞİ-KONULU PANEL-UĞUR ÖZGÖKER HABERİ


PARLAR MEDYA  
TOPLUMDA KADIN KİMLİĞİ” KONULU PANEL

TOPLUMDA KADIN KİMLİĞİ  
 Bahçeşehir Mektebim Koleji’nde 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle “Toplumsal Değişim ve Gelişim Platformu Derneği” ( TODGEP ) tarafından düzenlenen “Toplumda Kadın Kimliği” konulu panelin moderatörlüğünü Tayfun Talipoğlu yaptı. Talipoğlu, siyasi partilerde erkekler kolu olmamasına rağmen kadınlar kolu olduğunu söyledi.
Kadınların birbirinden üstünlüklerini kabul etmedikleri gibi, aralarında dayanışma da olmadığını belirtti.  Kadınların medyada dövülebilir bir varlık olarak çocuklara öğretildiğini ifade etti. Kadınların dövülmesini normal karşılandığını ve giderek erkekleşen bir toplumda erkekleşen kadınların meydana geldiğini söyledi. Kadınların şiddeti erkeklerden daha fazla desteklediğini gördüğünü belirtti ve böylece şiddetin desteklendiğini belirtti. Kadın ile erkek ilişkilerinin sağlıklı olmadığını, demokrasi ve insan haklarının işlemez olduğunu söyledi.  Daha sonra açış konuşmasını yapan Toplumsal Değişim ve Gelişim Derneği” Başkanı Kadir Polat, kadınların toplum içerisinde çeşitli sıkıntılar yaşadığını, bunların taciz, tehdit, tecavüz gibi suçlarda yapılan ceza indirimlerinden kaynaklandığını ve kadın kimliğine saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. Tüm kadın hareketi öznelerini saygıyla andığını ifade etti.  Arel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Siyaset Bilimci Nursel Sağıroğlu
konuşmasında, kadınlar gününe inanmadığını ve kadın ve erkeğin birlikte bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, kadın ve erkeğin bir arada olmasının şart olduğunu ifade etti. Bu birlikteliğin keyfinin çıkarılması gerektiğini, son 93 yılda kadın ve erkeğin bir araya getirilmesine yönelik bir düşünce ortaya çıktığını, ama yeni iktidar seçkinlerinin toplumun arka planını yeniden düzenleme çabası içerisine girdiğini söyledi. Toplumda yan yana yeni getirilmiş olan kadın ve erkeğin arasına artık mesafe konulmaya başlandığını gördüğünü öne sürdü. Kadınların bu durumdan memnun olmadığını ve bu şekilde kendi kendini kapatmaya çalışarak toplumsal alandan uzaklaştığını ifade etti. Bu nedenle adam adama markaj yaparak farkındalığın arttırılması gerektiğini ifade etti. Arel Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yardımcı Doçent Yaprak Civelek, kadına yönelik şiddetin 20. Yüzyılda kırılması çok güç şeylerden biri olduğunu ifade etti. Modernleşmenin iyi bir şey olduğunun bilindiğini, oysa kadın için iyi bir şey oluşmadığını ve modernleşme ile başlayan eril karakterin kadınlara zararlı olduğunu söyledi. Kadınların bir sembol üreticisi olarak tanındığını, Ortadoğu toplumunda orta ve üst sınıfın var olan düzeni korumak için erkeksi olarak yetiştirildiğini ve bu anlayışın devamlı pekiştirildiğini ve sürdürüldüğünü söyledi. Kamu düzeninin eril olarak yapılandırıldığını, kadın kültürünün gelişmesi için aile ahlak ile biçimlendirildiğini ve ataerkil söylemin inançla başladığını ifade etti. Kadınların, üzerinde biçimlendirici iktidarı keşfetmek zorunda olduklarını, yıllardır efendi köle ilişkisine benzer bir kadın erkek ilişkisi yaşandığını belirtti. Kadın, ahlak ve mahremiyet içerisine hapsedilmiş bir politik bilgi sistemleri içerisinde konumlandırıldığını, bu nedenle çevremizdeki her şeyin sorgulanması gerektiğini ve öncelikle erkeğin sorgulaması gerektiğini ifade etti. Yazar, Avukat ve Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu Başkan Vekili Ali Yıldırım günümüzde tüm olumsuzlukların kaynağı olarak erkekleri görmekte olduğunu ifade etti. Uygarlığın bu coğrafyada kadınla başladığını, Anadolu, Kadın ve Ana Tanrıça üçlemesinin bu bölgede oluşturulduğunu söyledi. Fakat daha sonra erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığı söylenen kadının ikinci plana itildiğini belirtti. Tarihte kadının Ana Tanrıça olarak herkesin anası olarak bilindiğini, fakat babanın bilinmediğini ve bu figürün sonradan kültürel kodları işlendiğini ifade etti. Ana Tanrıça’nın tek Tanrı’ya dönüşmesi sonucu kadının ölümünün gerçekleştiğini ve o söylemle birlikte kadının “rahman ve rahim” olduğunu öne sürdü.
info@parlarmedya.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder