ZİHİN KÖRSE TRAFİKDE KÖRDÜR.
Ekonominin
ilk köşe taşı zaman faktörüdür.
Kabataş-Bebek
Aşiyan arası üç saat... Aşiyan’da saat 16 00 da olmam gereken yere, Kabataş’dan
14 00 de bindiğim, Toplu taşıt İETT otobüs ile 17 00 de gidebildim…
Milli
servet havaya gidiyor… Durağan trafikde yakılan fosil yakıtın ekonomik
kaybınamı acırsın, emisyona, havaya salınan karbon…Hava kirliğine mi ..Kaybolan
geri getiremiyeceğiniz, hiçbir şekilde telafi edemiyeceğiniz boşa akan zamanamı
acırsın..
Bunları
her canlının bakabileceği gözle değilde, insana mahsus zihin ile görmeniz
lazım. Zihinizle görürseniz sorunu çözersiniz.
Hemen
yazımızın başında söyliyelim. Hedef Büyük şehir Belediye Başkanı ve Vali
Değil.. Sadece biz değil, tüm İstanbul onları seviyor. Çalışmalarını takdir
ediyoruz. Ancak trafik ile ilgili birim çalışma arkadaşları, onların yoğun
çalışma tempolarına ayak uyduramıyorlar…
Yurt
dışında, gelişmesini üst düzeylere çıkarmış ülkelere bakdığımızda, soruna
sebebiyet veren ilgili, sorumlu tutulur. Her sorunun sahibi olarak Başkanlar
hedef alınırsa haksızlık olur.
Şimdi
gelelim üç tarafı denizle kaplı ülkemize ve ortasından deniz geçen her ortamda
iftiharla söylediğimiz İstanbul’umuza ..İstanbul alternatifleri, deniz kültürü
olan başka ülkelerin elinde olsaydı, Nasıl olurdu? İki yaka Avrupa-Asya
kıtasını büyük ölçüde deniz yolu ile çözer. Trafiği kabusa değil eğlenceye
dönüştürürlerdi.
Bırakın
yeni metrobüs yollarını, Bırakın tepeler arası teleferik, hava trenlerini elde
mevcutlarla düzenlemelerle büyük ölçüde çözersiniz.
Şehir
vapur hatlarını çalıştırırsanız, Turizmi hareketlendirirsiniz. Trafikdeki
ekonomi kaybını bırakın, üstelik turizm gelirinizi artırır, İstanbul ilçelerini
geliştirir, zenginleştirir ve ekonomiye ivme kazandırırsınız.
Şehir
vapur hatlarını Eminönü –Kabataş-Beşiktaş-Sarıyer-R. Kavağı, Kadıköy-Üsküdar-
Beykoz-A. Kavağı istikametinde zikzak değilde kıyıya paralel olarak
kullanırsanız, seferleri çoğaltırsanız her on veya onbeş dakika içinde tarife
seferli vapurlarla kimse beklemeden gidebileceği yere binebildiğinde özel araba
trafiğe çıkarma düşüncesinde olmaz.
Başlangıçta
yeteri kadar doluluk göstermeyen seferler süreklilik kazandıkca dolum oranları
artar. Mevcut Kabataş-Üsküdar, Karaköy-Eminönü-kadıköy seferlerinde olduğu gibi
İDO’nun anlaşmalı sivil teknelerin başlangıçta beklemeden kalkarken daha
sonraları zamanı uzatınca algı olarak yolcu azalmasına sebeb veren bu kuralsız
tarifenin yerine disiblinli bir düzen içinde seferlerin gerçekleşmesi şartıyla.
Her
semtde iskele etrafında semt esnafını küçük işletmeleri harekete geçirirsiniz.
İstihdamı artırırsınız. Yerli- yabancı turisti Keyfi, pahalı Boğaz sefası
yerine normal seferlere çekerseniz. Ayağını karaya ayak basan yerli-yabancı
turist daha çok harcama yapar.
Seferleri
gece saat 20 00 ye kadar sınırlı değilde, gece en az 24 00 saate kadar hizmeti
devam ettirirseniz,
Deniz
kültürünüde aşılarsanız. Üç tarafı deniz olan ülkede, balık hala rakı mezesi
olmakdan çıkar, Organik beslenme kaynağımız olur. Kıyıları et kokusundan ve
otopark çetesinden kurtarırsınız.
İkinci
konu İstanbul’da trafik sıkışıklığına sebeb olan ışık trafiği sorunu var… Yani
istatistikden uzak mantık dışı trafik lamba yanma peryotlarından kaynaklanan
trafik sıkışıklığı.. Ana yol ana arterde İETT geçtiği yol olmasına rağmen
dörtlü kavşakda on beş saniye gibi gülünç zaman aralığında düzenlemenin oluşu,
İki araç hareketi sonrası birikmeler. Basit çözüm üç dakikalık zaman verse
trafik akabileceği gibi basit matematiksel olguyla zaman yığılması olmaz.
Teknoloji
bilim dünyamızda en iyi bilişim uygulamalarını, Avrupa’da hatda Avrupa’ya
sığmıyarak, sınırları Dünya’ya taşıyarak bizim yaptığımız, ilgililerce her
ortamda dile getiriliyor. Madem biz uyguluyoruz, neden trafik ışıkların
yazılımı yok. Günün saatlerine, Haftanın günlerine, Yılın aylarına göre
sağlıklı yapılmış verilerle, Üniversitelerle işbrliği içinde, yarışma havasında
bu veri - istatistik elde edilmiş olsa çoktan toplanan veri havuzunda
neticelere gidilirdi.
Diğer
konu toplu Taşımacılık kültürü. Başkanlarımız bizde toplu taşıt kültürü yok
diyorlar, nasıl olsun… Bizdeki İETT üstü kapalı kamyon, otobüs taşımacığı
değil, utanç verici; ayakda yetmişbeş kişi oturan sayısı otuz kişi yolcu taşıma
kapasitesi yazan otobüsde kültürden bahsedilebilir mi? Oldu olacak diğer
koltuklarıda kaldırın yolcu taşıma kapasite sayıyı yüzelliye çıkarın..
Metrobüsün
geçtiği hatlardan diğer seferler kaldırıldı. Ara hatlardan gelen yolcu
metrobüse binmeye mecbur edildi. Zaten pahalı olan ücretlere birde metrobüse
biniş ücreti eklendi. Asgari ücretin dörtde birini toplu taşımaya veren çalışan
nasıl mutlu olsun.
Bütün
gününün, en çok zamanını alan evi işi arası trafikde geçiren kimse bu
nedenlerlede sosyal yaşamaya ve ailesi ile ilgilenmeye vakit ayıramıyan kimse
nasıl mutlu olsun.
Dini
vecibe gereği elini vermeyen tokalaşmayan kadın otobüs içinde temas etmeyen bir
tarafı kalmazsa nasıl mutlu olsun… Herkesin annesi, kız kardeşi var. En azından
bu konuda hassasiyet gösterilmesi gerekir. Seferler artırılırsa insanlar insan
gibi oturarak seyahat ederlerse toplu taşıt kültürü oluşur.
Özel
arabada emniyet kemeri takılmadığı için ceza ödeyenlerin yanı sıra, otobüslerde
ayakda salkım saçak üzüm gibi sallanan ikilemde hangi kültürden bahsedersiniz.
Ancak
gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerdeki manzaralardır bunlar.Toplu taşıtda
insan gibi oturarak yolculuk eden kimse özel arabasını çıkarmaz, trafik
oluşturmaz.
Taksi
dolmuşlara götürü vergi sistemini getirirseniz taksi caydırıcı dolmuş teşvik
edici vergi sistemiyle paylaşımı sağlar, başıboş gezen taksi trafiğinden de
yolu kurtarırsınız
Bazı
güzergahlar ikili trafiğe müsait olmadığı halde tek istikamet verilmedikce akış
sağlanamaz. Tüm bunları alt alta listeler ve zenginleştirirsiniz.
Konsey
oluşturur mevcut imkanlarla çareler arar kısa vade çözümlerle orta uzun vade
projelerle kördüğüm kabus olmuş trafiği çözerseniz, o zaman çağdaş modern
yirmidört saat yaşayan metropolden bahsedebilirsiniz.
Gözle
değil zihnimizle görelim. İnsan aklı her şeyin üstesinden gelir. Trafik
çözülürse; ekonominin en önemli bir ayağı olan lojistiğe sağlıklı akış sağlar
boşa yakıt sarfiyatına, milli servetin yıpranmasına, karbon salınımıyla hava
kirliliğine bir nebze mani olursunuz.
Dolayısıyla Çevreye ve ekonomiye hizmet katkı sağlamış olursunuz.
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder