Kasım ayında Antalya’da
gerçekleştirilecek olan G20 Zirvesi’nin terör, seçim ve sınır ülkelerdeki
gelişmeler nedeniyle yeterince gündemde yeralmadığını öne süren KalDer Yönetim
Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan;
“Vizyona daha geniş bir
pencereden bakan ekonomiyi ileri iteleyen yenilikçilik ve sürdürülebilirlik
kavramlarını yorumlayan, paylaşımı dengeleyen bir çerçeve beklemekteyiz.
Umarız zirve bu açılımı gerçekleştirir” dedi.
Türk iş dünyasının önde gelen sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle
kurulan Türk İş Dünyası Diyaloğu
Platformu, 5 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirilen ilk buluşmasında Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığı sürecini
masaya yatırdı. Moderatörlüğünü TKYD Yönetim Kurulu Üyesi Gür Çağdaş'ın yaptığı
organizasyona TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Hurşit Zorlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu
Üyesi Metin Akman, TEİD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Buldurgan ve
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu konuşmacı olarak katıldı.
Etkinliğe Avrupa
Kalite Yönetim Vakfı (EFQM) Ulusal İşbirliği Ortağı olan Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ile Etik ve İtibar
Derneği (TEİD), Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), Türk Girişim ve
İşdünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği
(TÜSİAD), Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE), Türkiye Yatırımcı İlişkileri
Derneği de (TÜYİD) destek verdi.
Sözkonusu organizasyonun 1 Aralık 2014 tarihinden başlayarak bir yıl
süreyle dönem başkanlığı görevini üstlenen ülkemiz
için büyük önem arz ettiğini ifade eden KalDer
Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada
15-16 Kasım tarihlerinde Antalya’da
gerçekleştirilecek G20 Zirvesi’nin seçim, sınır ülkelerdeki gelişmeler ve terör
olayları nedeniyle gündemde gerektiği kadar yer alamayabileceğini öne
sürdü.
Organizasyonun yeni dünya ekonomisi beklentilerini ve
açılımlarını karşılamaktan öte sıkıntı ve sorunları masaya yatıran bir
platforma dönüştüğünü öne süren A.
Hamdi Doğan, G20 sürecine ilişkin görüşlerini şöyle açıkladı;
“G20 süreci ülkemiz açısından , seçim ve sınır
ülkelerdeki gelişmeler,terör olayları nedeniyle gündemde gereği gibi yer
bulamamış ve bu nedenle içe yansımalarda hak ettiği yeri
bulamamıştır.Öyle görünüyor ki 15-16 Kasım
tarihlerinde Antalya’da yapılacak olan zirvenin 1 Kasım seçimlerinin
hemen sonrasında olması sebebiyle benzer bir süreç yeniden yaşayacaktır.
Ekonomi dünyasında ortak gündemlerin oluşturularak sorunların ve çözümlerin
global ölçekte tartışıldığı böylesi platformlardan tüm ülkeler ve ülkemiz için
değer yaratacak çıktıların elde edilmesi önemlidir. Ülkemiz çalışma grupları
üretici oldular. Ancak, üretimde katkıların yeterli düzeyde olamadığını arayış
ve paylaşımın sınırlı kaldığını ifade etmek sanırım yanlış olmayacaktır.” dedi.
Tüm dünyada ülke ekonomilerinin sıkıntılı ve daralan
bir dönemde olmasının sözkonusu
platformu etkilediğini dile getiren Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni dünya ekonomisi beklentilerini ve
açılımlarını karşılamaktan öte sıkıntı ve sorunları masaya yatıran bir
platforma dönüşmüş görünmekte. Vizyona daha geniş bir pencereden bakan
ekonomiyi ileri iteleyen yenilikçilik ve sürdürülebilirlik kavramlarını
yorumlayan,paylaşımı dengeleyen bir çerçeve beklemekteyiz. Umarız zirve
bu açılımı gerçekleştirir. Türkiye’nin başkanlığı bu sürece yerel
ve bölgesel katkı ile son derece anlamlıdır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder